Türkiye’nin gündemine oturan ”Soma Faciası”nın ardından verilen sözler, yapılan afilli konuşmalar ve halkın olaya olan yoğun ilgisi hiç olmamış, bütün bunlar hiç yaşanmamış gibi parababalarının bölgedeki madencilerle dalga geçercesine yürüttüğü sömürü devam ediyor. Gerek ilgili Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. ‘nin ve hükümet yetkililerinin kendilerine verdikleri güvencenin boşa çıktığını belirten madenciler maaşlarının yatırılmaması üzerine eylem kararı aldı. Sayıları 500’ü aşan maden işçileri Cengiz Topel Meydanı’nda oturma eylemine başladılar.
İşçilerin sözcüsü olarak basın açıklaması düzenleyen Cafer Bülbül,”13 Mayıs’ta 301 arkadaşımız şehit oldu, 432 çocuk yetim kaldı. Ocaklar söndü. Olay günü Somamız’a gelen Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, şehit yakınları ve madencilerin mağdur olmayacağını söyledi. Bakanlar da kimsenin mağdur edilmeyeceğini söyledi. Maalesef sağ kalan madenci arkadaşlarım, şu anda açlıktan ölmek üzere. Şimdi soruyoruz, maaşlarımız nerede? Soruyoruz, siz yetkililer nerede? Biz sadaka istemiyoruz, emeğimizin karşılığını istiyoruz. Biz en kısa süre içerisinde işyerlerimizin güvenli bir şekilde çalışmaya geçmesini istiyoruz. Yine soruyoruz, madenler kapalı olduğu süre tam maaş ödenecek diyenler nerede? Çalışmadığınız süre içerisinde işsizlik fonundan net maaşlarınızı alacaksınız diyenler nerede? İşçi burada, devlet nerede? 301 şehit madenci yakınının, bekletmeksizin işe alınmasını talep ediyoruz.” dedi.
İşçilerin tepkisi büyüdü ve daha sonra Ege Linyint İşletmeleri (ELİ) Müessese Müdürlüğü’ne doğru yürüyüşe geçti. Burada Müessese Müdürü Hakkı Duran’la yapılan görüşmeden de bir sonuç çıkmaması üzerine işçiler Beşyol Mevkisinde oturma eylemi yaptı. Bu olayların ardından Soma Kaymakamı Mehmet Bahattin Atçı bölgeye gelerek işçilerle görüştü. İşçilerin sorunlarını dinleyen Soma Kaymakamı Mehmet Bahattin Atçı, işçilerin sorunlarının çözüme kavuşturulması için girişimlerde bulunulacağı sözü verdi.
Sadece Soma bölgesindeki madencilerin değil, Türkiye işçi sınıfının sorunlarına gerek ilgili sermaye gruplarının gerek hükümet ve devlet kademelerinin mevcut tutumunda bir değişiklik olmadığı bir kere daha gün gibi gözlerimizin önüne serilmiş oldu.