“Puttana del fascismo”

PDF İzle & KaydetYazdır

14 Nisan seçimlerinden maalesef çevrimiçi muhalefet oynayan partiler elbirliği ile galip çıktılar. Bütün dünya, bu koalisyonun başına AKP bekçisini koymak için elinden geleni yaptı. Sonuçları Washington’da ve Moskova’da mutabakatla belirlenmiş bu seçimleri değerlendireceğiz, bununla birlikte 9 Haziran tarihinde sosyal medyada yapılan bir paylaşım, daha acil görev olarak bir bilgilendirmeyi yapmayı gerekli kıldı.

İddiaya göre, bu seçimlerde bir milyona yakın oy alan ve 4 milletvekili çıkaran bir başka çevrimiçi muhalefet partisi Türkiye İşçi Partisi (TİP) avukatları, bırakalım devrimciliği demokratlığa bile sığmayacak bir davranış gösterdiler ve bir üyelerinin Parababaları Devleti tarafından yargılanmasının ve belki de cezalandırılmasının önünü açtılar.

Sizi TİP’in karşı-devrimci niteliğini tekrarlayarak meşgul etmeyeceğiz.  TİP’in başını tutmuş bir avuç çetenin emperyalizm ile ilişkileri daha önce konumuz oldu. [1] TİP’ten eleştirdiği için çeşitli illerde şiddet gören, kendi rızası dışında kimliği açıklanan ve çeşitli ithamlara maruz kalan çok sayıda devrimciliğe gönül veren insan mevcut. Yaşanan olayları en yakın arkadaşlarımıza aktardığımızda, bizi kimseyi beğenmediğimizi söyledi bu partiye oy veren arkadaşlarımız. Diğer yandan TİP’in yönetici kadrolarının kalitesizliğini bildiğimiz kadar, burada farklı bir siyaset arayışında olan insanların da farkındayız. Dolayısıyla bu olay üzerinden bir bilinç aktarımı yapmak, TİP’in kaymak tabakasının bu olayı istismar etmesinin önüne geçmek kritik hale gelmiştir.

AKP Suç Örgütü, seçimler dolayısıyla TİP tarafından dağıtılan bir bildirideki ifadeden dolayı, bildiriyi dağıtan kişiler hakkında AKP Genel Başkanına hakaretten soruşturma başlatılmasını talep ediyor. Bilindiği gibi, bu suçlama artık herhangi bir hukuksal amaç taşımamakta, AKP Suç Örgütü elebaşısının avukatları tarafından açılabildiği kadar dava açılması sağlanmakta ve bu iş ticaret haline gelmekte.

Konu ile ilgili ifade vermeye çağrılan parti yetkililerine [2], kanunda yeri olmayan bir şekilde bildiri dağıtımında yer alan kişilerden birinin adının verilmesi isteniyor. Yine kanunda yeri olmayan bir şekilde, bildiri dağıtan herkesin ifadesinin alınması talep ediliyor. Öncelikle, saatlerce karakolda tutulduğu belirtilen parti yetkilileri, hakkında bir yakalama kararı bile çıkarılması düşük ihtimal olan bu zan ile ilgili savcıya ifade verileceğini belirtebilirdi.

Polis, kanunları aşarak ifade almak için gerçekten dayatma yapabilir, bugün savcıya ifade veren kişilerden bile ifade talep edildiği görülmekte. Burada iki ihtimal ortaya çıkıyor; ya parti yetkilileri olayı doğru aktarmıyor ve sırf keyfi bir sebep için kimliği tespit edilebilecek birinin adını verdi, diğer ihtimalle polis, kanunda yeri olmadığı halde bilgisizliğini keşfettiği yetkilileri, bilgi almak için pasif bir şekilde zorladı.

Bu iki ihtimalden hangisinin doğru olduğunu bilmiyoruz. Ancak bu işin tek bir doğrusu vardır ki bunu bütün devrimciler bilmek zorundadır: Ne olursa olsun, herhangi bir kişinin adı verilmez.

TİP’in parti yetkililerinin buradaki bilinç bulandırması, çok hızlı biçimde karşı çıkılacak bir saptırmadır. Burada artık bir partinin iç işinden çıkıp, devrimci siyaseti ilgilendiren bir etik sorunla karşı karşıyayız.

Yarın bu olayın üstünün örtülmesi için (diğer olaylarda olduğu gibi) “iyi polisler” (TİP’in MV’leri ve başındaki klik) devreye girebilir. Avukatın ve il, ilçe yöneticilerinin kulağını çekebilir. Bununla birlikte bu olayda devrimciliğin bir oyun olmadığı, parababalarına karşı bilinçli bir mücadele olduğu netçe bilince çıkmalıdır. Yanlış bilinci yaymaya karşı mücadele edilmelidir.

Yine parti yetkililerinin ifadesinde söylediği iddia edilen, diğer kişiler için bir kişiyi feda etmek konusu da gönüllü olunması dışında doğru olmayan bir söylemdir. Eğer ortada bir kolektif eylem varsa, mücadelesi de kolektif yürütülmelidir.

Olay özelinde konuşursak, bildiriyi dağıtandan bildiriyi yazana kadar, ortada bir suçlamaya karşı mücadele olacak ise, her kişi burada görev almalıdır. Polis gerekirse her bir kişiyi kovuşturmaya uğratmaya girişebilir. Gerekirse partinin tüm resmi üyelerini tek tek almaya da karar verebilir. Buna karşılık tek bir kişinin adını verip kurtulacağını düşünmek, ahmakça bir tavırdır.

TİP’in devrimci bir parti olmadığını, SODEV’in projesi olduğunu çeşitli defalar tekrar ettik. Ancak devrimciyi geçtik, demokrat bir kişi bile, bu hatalara (hatta ihanete düşmez bizce). TİP’in başını tutan ve açıkça ihanete girişen ekibine, Gramsci”ye atfedilen ifadeyi uygun gördük. Çünkü partideki Trotkist foncular ve müritleri, böylesine kritik bir olay yaşanırken Gramsci ‘yi övmeyi uygun görmekteydi. Oysa kalpazanca biçimde, Gramsci’nin “önderlerine” dediğini unutmuş görünüyorlardı. Fakat biz unutmadık.

İstanbul Direniyor’dan Özgür

[2] Yazıyı yazdığımızda, olayın parti avukatı tarafından gerçekleştirildiğini düşünerek, avukatın bu hatayı gerçekleştirdiğini yazdık. Bu bilgiyi düzeltiyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir