Türkiye, 20 Ocak itibariyle Suriye’ye sınır ötesi operasyon düzenlemeye başladı. Bunun fitilini ateşleyen ana etken, ABD Emperyalizmi’nin bölgedeki BOP(Büyük Ortadoğu Projesi) adı altında yapmış olduğu çalışmalar dolayısıyla, Türkiye sınırlarında Amerikancı Kürt Ulusal Hareketi’ne bağlı 30 bin civarı askere ordu eğitimi vermesinden kaynaklandı. Amerika, amacına o kadar bağlı devam ediyor ki, kendi kurduğu NATO üyesi olan Türkiye’yi nötr hale getirmeyi bile göz almış durumda.
Türkiye, bugün 70 küsur savaş uçağı ile 108 PYD unsur bölgelerini havadan bombaladı. 21 Ocak yani, sabaha karşı vaktin de ise kara operasyonda Suriye sınırlarına TSK unsurları geçiş yapacak. Burada önemli olan belli başlı durumlar var. Öncelikle sormamız gereken sorular şunlar.
- Türkiye bu operasyonda kimlerden haber alarak yaptı. Kime söyledi? Rusya’ya mı, Esad’a mı? Rusya dün itibari ile Askeri unsurlarını Afrin’den çektiğini açıkladı. Bunu şöyle yorumlamak gerekir diye düşünüyorum. Rusya , Esad’ın müttefiki, eğer Rusya Türkiye’ye karşı ses çıkarmadı ise demek ki Türkiye, Esad ile koordineli olarak bu operasyonu yürütecektir. (Hatırlanacaktır ki, Suriye’nin ilk tepkisi TSK’ya ait uçaklara operasyon izni verilmeyeceği yönünde olmuştu).
- ABD , Pentagon , Birleşmiş Milletler, bu operasyondan haz etmediğini ve haberleri olmadığını söylemiş bulunmaktalar. Ancak şu önemli bir husustur. Normal zamanlarda Kıbrıs Harekatını hatırlayalım. Bize ambargo uygulayanlar, şimdi ise yalnızca sözlü olarak desteklemediklerini beyan etmekteler. Bu ne demek?
Bu şu demektir, bölgede bir müttefik değiştirme olasılığı vardır. Rusya PYD’i tamamıyla kontrol altına alamadığı için Türkiye gibi güçlü bir müttefiki kaybetme riskini göze almamaktadır. Bu demek oluyor ki, Rusya ikna oldu ise Esad da ikna olmuş demektir. Amerika cephesinden bakarsak, bize ambargo uygulamaya ile ilgili hiçbir şey sarf etmeyip, yalnızca gerilim tırmanmamalı demek ile yetinmesi de ABD’nin hala Türkiye’den ümidini kesmemesi ve ülke üzerinde ki çıkarlar konusunda hala yüreğinin Türkiye ile attığını gösteriyor.
Nitekim ülkedeki bazı partiler (Kendilerini öyle gören) Tayyip Erdoğan’ı “15 Temmuz”da, yani birbiri ile anlaşamayanların ülkeyi paylaşma savaşında ki süreçten sonra anti-emperyalist olarak nitelendirdiği Tayyip Erdoğan’ı “Galiba onların aklına Türk deyince sadece kucaklarında besleyip büyüttükleri FETÖ’cüler ve bu ihanet şebekesinin karaktersiz, omurgasız, her türlü kullanıma elverişli elemanları geliyor. Yine bunların aklına galiba bölgede çalışılacak ortak deyince de sadece parayı verenin tepe tepe kullanabildiği bir kiralık katiller ordusundan ibaret olan PKK’lılar geliyor. Ama merak etmeyin, terör örgütlerine güvenmenin ne kadar yanlış olduğunu öğrenecekler. Bu bölgede Türkiye’den başka çalışılabilecek müttefik bulamayacaklarını öğrenecekler.” gibi bir açıklama da bulunuyor. Arkadaşlar bunlara ne diyecekler acaba? Süreç gayet açık. Tayyip Erdoğan Rusya yanlısı ve NATO düşmanı değildir.
Türkiye, Afrin’e girme sürecinde Rusya ve Esad ile yahut Suriye meşru hükümeti ile anlaşmadı ise bu operasyon bir hüsran, bir enkaz haline döneceğini, ölenlerin ise yalnızca halk çocuğu olacaklarını hatırlatmak isterim. Masada bir pasta var ve herkeste çatal bıçak mevcut. Herkes daha büyük dilim alıp, masadakilerin elini kesme derdinde.. Zeytin dalı dediğimiz şey nedir? Bunun cevabını çok yakında alacağız.
Antalya Direniyor’dan İsmail