Türk Ulusal Kurtuluşunda büyük yardımları dokunmuş, Sovyet Sosyalist ve Türk Cumhuriyetinin yakınlaşmasında büyük emekleri geçmiş olan Mustafa Suphi’nin öldürülmesinin yıl dönümü olan 29 Ocak gününe gelirken, yine geleneksel olarak – artık kesinlikle eminim – kasıtlı olarak halkımızı yanlış yönlendirme günü başlıyor.
Bu sözleri her ortamda sarfetmekten asla geri durmadım. Çünkü açıklamazsam kendini bilmez bir takım insanlar, daha meselenin özünü bile bilmeden ortaya çıkıyor ve “Mustafa Suphi’yi Mustafa Kemal öldürdü” demekten geri durmuyor.
Öncelikle şu bilinmesi gerekli. Tarih Nedir? Tarih, geçmişte yaşanan olayları, duyguları ön plana koymayan bir şekilde açıklayan, verilere ve kanıtlara dayalı bir bilim dalıdır.
Sanki oradaymış, o anı yaşamışcasına Mustafa Suphi’yi öldürenlerin Mustafa Kemal’in adamları olduğunu söylenmekte. O zaman onlara demeliyiz ki “kanıtları bize göster ve bu faili meçhul cinayetin aydınlanmasını sağla. Fakat bilmiyorsan, ağzını dahi açma ki halkımız bir yanlışın arkasına sürüklenip gitmesin.” Delinin biri kuyuya taş atıyor, diğerleri de sanki bu sözü söyleyen peygambermiş gibi inanıyor. Böyle tarih mi olur? Bunun adı tarih olmaz, çünkü kanıt yok. Bunun adı sadece sokak ağzı ile yapılan mahalle dedikodusu olur.
Eğer o arkadaşlar bu kadar varsayımlardan hoşlanmakta ise, o halde bende varsayımlarda bulunarak açıklama yapacağım. Öncelikle; Suphi’nin ölümünden sorumlu olabilecek bir kaç isimden bahsedeceğim
Enver Paşa
Kendisi İttihat ve Terrakki’nin en önde gelen isimlerinden biridir. Osmanlının 1.Dünya Savaşına girmesinden sorumlu olan, Sarıkamış’ta yüzbin kadar Osmanlı Askeri’nin soğuktan donmasına sebep olan kişidir. Hayalinde kurduğu “BÜYÜK TURAN” planı yüzünden Sarıkamış’ta onbinlerce askerin soğuktan donmasına sebep olmuş. Kendisi o kadar muazzam bir insandır ki(!) Osmanlı’nın zor durumdan kurtulmasının tek çözümünün saldırmak olduğunu düşünmüş. Fakat Rusya’ya saldırırken sskerlerinin ayaklarına bot bile giydirecek düşüncesi olmamıştır. Neden? Çünkü Osmanlının ekonomik düzeni ve devlet yapılanması artık tamamen emperyalistlerin ellerindedir ve o da acentelik yapmakla görevlidir. Kendisi milliyetçidir, Moskova’dan Orta Asya’ya girecek(!), orada ki Türk halklarını birleştirecek(!) ve orada ki doğal kaynakları kullanıp tekrar Osmanlı İmparatorluğunu kalkındırmaya çalışacaktı. Ne büyük bir dahi! Kendini Kül Tegin falan sanıyordu herhalde. Bu adamın Anti-Komünist propaganda yaptığı bilinmektedir. Yine son günlerde sık sık dile getirilen bir rivayet, “Mustafa Suphi’yi benim için öldürdüler” sözüdür (1).
Celal Bayar ve Çerkes Ethem
Bu kişiler, pek çok kişinin bilmediği (çünkü bilseler böyle temelsiz konuşmazlar) ikinci (sahte) TÜRKİYE KOMÜNİST FIRKASI üyesidir. Bu kişilerden Çerkes Ethem, ordunun içerisinde ki “Yeşil Ordunun temelini oluşturur. Ordunun içerisinde Bolşevik örgütlenmeler yapar.
Yeşil Ordu Osmanlı topraklarında uzun yıllar boyunca şeriat ile yönetildiğinin farkındalığı ile, bolşevik devrimi halka islamla birleştirerek anlatan bir yapılanma. Bu örgüt, islam düzeniyle Rusya’da gerçekleşen devrim birbirine benziyordur diyerek halkın komünizmden nefret etmemesi için çalışmaktadır. Bu örgütün üyeleri “Dr.Adnan, Şeyh Servet, Hakkı Behiç, Celal Bayar ve Çerkes Ethem” gibi isimlerdir. Bu örgütün Eskişehir merkezli kurmuş oldukları bir gazete de mevcuttur. Arif Oruç liderliğinde Seyyare Yeni Dünya, sloganları ise çok tanıdıktır. Buraya gelene kadar bu örgüt çok normal gibi durmaktadır. Fakat bu örgüt; Mustafa Suphilere (TKF) ve Mustafa Kemal Paşa’ya kumpas hazırlamaktadır.
Erzurum Kongresi’den sonra Sivas’ta yapılacak olan, tüm ülkeyi kapsayan kongrenin bir gün öncesinde, Sivas Valisi olan Reşit Paşa ile orada bulunan Celal Bayar toplantılarında, Mustafa Kemal’in kesinlikle Başkan seçilmemesi ile ilgili görüşmeler yapmaktadır. Reşit Paşa’ya ayrı olarak Osmanlı Hükümeti tarafından Mustafa Kemal’i yakalaması ve gerekirse öldürmesi emredilmiştir. Bu toplantının varlığından bir şekilde haberdar olan Mustafa Kemal, Celal Bayar’a kongreden önce “Kimi seçelim?” diye sorduğunda Bayar orada ağzından kaçırarak “Paşam siz Başkan olmayın” şeklinde öneride bulunur. Örgütün eylemleri bu şekildedir.
Kazım Karabekir
Kendisi Osmanlı Ordusu’nun en seçkin komutanlarından biridir. Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda 18.Kolordunun başında görev yapmakta olup, Mustafa Kemal’in ordudan atılmasından sonra ona “ben ve askerlerim emrinizdeyin paşam!” diyerek devlete baş kaldırmış kişidir. Bu kişinin cumhuriyet döneminde geri planda durmasının sebebi ise ortaçağcı gerici zihniyetinden kaynaklı. Saltanat düşkünü, şeriatçıdır. Yani Kazım Karabekir, Milli Mücadele verirken saltanatın, halifeliğin yıkılacağını bilseydi, Mustafa Kemal’i ortadan kaldırırdı. Hatta bununla ilgili Mustafa Kemal’i anlatan bir anıda şu geçer “Mustafa Kemal, yaveri ve Kazım Karabekir evde otururken içiyorlardı. Kazım Karabekir uyumaya gittiğinde, Mustafa Kemal, yaverine “Yaz bakalım.Tesettürü kaldıracağız. Kasına medeni haklar tanıyacağız. Latin alfabesini getireceğiz. Hilafeti ilga edeceğiz. Cumhuriyeti ilan edeceğiz.” dediğinde yaveri yazmayı bırakır ve “Paşam çok içtiniz artık uyuyun!” der (A.Müfit Kansu). Yaveri yerine Kazım Karabekir bunları duysaydı orada Mustafa Kemal’i ortadan kaldırırdı.
Bu konu ile ilgili uzunca yazılar yazılabilir ancak daha uzun yazmam hiç bir şey ifade etmez. Tarih, varsayımlardan ibaret değildir. Tarih sokak ağzı, kasaba ağzı, mahalle arasında ki dedikodular hiç değildir. Mustafa Kemal’in bizzat emri ile Erzurum Kongresine çağrılmış bu kişilerin Mustafa Kemal tarafından öldürülmüş olması imkansız. Tersini kanıtlayacak bir bilgi de yoktur. Bu kişiler, şüpheli olarak “Celal Bayar, Çerkes Ethem, Enver Paşa, Kazım Karabekir” gibi isimleri biliyor mu? Emin değilim… Fakat bilerek Mustafa Kemale saldırdığından kesinlikle eminim. Mustafa Kemal bir komünist değildir. Fakat RSSC’den yardım alıyorken kalkıp bir Komünist Önderi öldürmesi mantıklı değildir. Kendi bindiği dalı kesmiş olurdu bu sebeple.
Uzun lafın kısası, istedikleri kadar “Mustafa Kemal öldürdü” desinler. Kanıt niteliği taşımadığı sürece tarih sahnesinde bu zanlının adı Mustafa Kemal olmayacaktır. Ancak kişilerden bağımsız olarak bir katil söylemek gerekirse, o da hiç kuşkusuz bugün Türkiye’yi BOP bataklığına sokan Finans-Kapital ve tefeci-bezirganlıktır.
Son olarak ise TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİNİN Lideri olan Mustafa Suphi ve Arkadaşlarını Saygı ile anıyorum!
İki motörde iki sınıf çarpışıyor
Biz, onlar!
Biz silahsız, onlar kamalı
Tırnaklarımız
Kavga son nefese kadar
Kavga !
Dişlerimiz ellerini kemiriyor
Kamanın ucu giriyor
Girdi…
Yoldaşlar, ey!
Artık lüzum yok fazla söze:
Bakın göz göze
Karadeniz
On beş kere açtı göğsünü,
On beş kere örtüldü.
Onbeşlerin hepsi
Bir komünist gibi öldü
Türk Sosyalistleri Mücadelenizi en iyi şekilde devam ettiriyor ve söz veriyor. Sizleri asla unutturmayacağız her yerde haykırmaya devam edeceğiz!
Antalya Direniyor’dan İsmail