Bir iki haftadır Türkiye gündemini meşgul eden bir Baskın seçim sonucunda muhaliflerin arayışları hızlı bir biçimde gelişmeye başladı. Bir sürü aday ortaya çıkarılıyor ve bunların en önemli ve göze batanı Abdullah Gül olarak nitelendiriliyor.
Siyasi hayatı boyunca, Tayyip Erdoğan her ne kanun çıkartırsa çıkarsın, noter görevi görmüş ve BOP(Büyük Ortadoğu Projesi) en köklü önde gidenlerinden olan bu kişi bizlerin adayı olarak gösterilmek isteniyor. Kim veya kim tarafından?
Bizzat geçmişte ABD Emperyalizmi tarafından ülkemize yerleştirilen Yeşil Kuşak Projesini ürünü FETÖ örgütünün yerleştirdiği Abdullah Gül ve suç ortağı Tayyip Erdoğan ile birlikte yaptıklarına bir göz atmakta yarar olduğunu düşünüyorum. Çünkü gerekiyor ki bir takım insanlar başımızda ki arkadaştan kurtulmak için buna bel bağlamaya başladı!
30 Nisan 2007’de ortaya çıkan ve kesinlik kazanmış belge ile başlayalım.
– TSK, Kuzey Irak bölgesinde operasyon yapmayı kesecek ve ABD izni olmadan hareket edilemeyecek.
– ABD’nin Ortadoğu’da uygulayacağı politikalarda İncirlik Üssünü sorgusuz sualsiz kullanıma açılacak.
– Ege Adaların’da ve Kıbrıs meselesinde esnek davranılacak ve Annan Planına uygun davranılacak.
– TSK’deki vatansever rütbelilerin önü kesilecek, ülke tamamıyla ABD kontrolüne geçirilecek.
Şimdi bunların doğruluğunu teyit etmek için biraz gözümüzü açalım ve beyin fırtınası yapalım isterseniz. TSK, Kuzey Irak’ta yaptığı operasyonlara son vermiş miydi? Evet.. Ergenekon, Balyoz gibi davalarda suçsuz yere bir sürü vatan evladı yıllarca hapiste yatırıldı mı? Evet. Bülent Arınç vb, Bakanlara suikast edilecek bahanesi ile TSK Kozmik Odalarına operasyon yapılıp, Devletin gizli belgeleri FETÖ’cü kişilere sızdırıldı mı? Evet! Bu davanın savcısı bulunmadığı zamanlarda o zamanın kahraman Savcısı Zekeriya Öz’ü bulan şimdi? Yine bu zat ve arkadaşları. 2004 yıllarında Fethullah Hocalarına Yeşil Kart çıkarılması için Amerika’ya mektup göndererek ve hoca, eğitim olarak tanımlayan yine Gül beyefendi idi.
Wikileaks’te yayımlanan gizli belgeye göre Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı döneminde Kırgısızstan’a NATO üslerini kapatmaması konusunda baskı yaptığı bir diğer yaptığı iyi politikalarından biri olarak hafızalarımıza kazınması gereken diğer bir konu.
2003 yılında ABD politikası ile imzalanan ve BOP için ABD ile birlikte hareket edeceklerini söyleyen Abdullah Gül, ABD Dışişleri Bakanı Powell ile Ankara’da imzaladığı anlaşmayı Meclise bilgi vermeden gerçekleştirmiştir.
Çoğu arkadaşımızın yine hafıza kaybı yaşayarak, bunları hiç birini hatırlamıyor oluşundan ya da gözünü at maskesi ile kapatmış olduğundan bunları tekrardan aktardım. Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan’dır, “Kardeşim” dediği kişidir. İkisinin birbirinden farkı yok. Milli değil, ABD Yerlisidir. Bunların bizlere bir gram yararı dokunmadığı gibi ülkenin gelmiş olduğu süreçten birinci dereceden sorumludur. Tavrınızı iyi belirleyin. Abdullah Gül varsa, boykot var. Başka yolda yok!
Antalya Direniyor’dan İsmail