301 işçinin (anlatılana göre daha fazlasının) ölümü ile sonuçlanan Soma Holding’e ait kömür madenindeki katliam, unutuldu. Olayın yaşandığı sıralarda ortaya çıkan tepki hiç de azımsanacak değildi. Toplumun her kesiminden insan, gerek sosyal medya üzerinden, gerek protesto eylemleriyle tepki göstermişlerdi bu katliama. Parababaları medyası, kazanın toplumsal bir tepkiye dönüşmemesi için ölü sayılarını az gösteriyor, olayla ilgili yayınları olabildiğince az yapmaya çalışıyordu.
Başarılı oldular. Sadece Soma değil, her gün yaşanan iş cinayetleri için yapılan basın açıklamaları, eylemler, birkaç kişiyi geçmiyor. Soma Holding’in başında bulunan ve olaydan birinci derecede sorumlu olan kişilerin yargılanma süreci gizli tutuluyor, gelişmelerden sadece haberler aracılığı ile kırıntı kadar bilgi alınabiliyor.
Bu konuda en acı itiraf Soma’lı bir işçi olan Sefa Köken’den geldi. Yüz günden fazla bir sürenin geçmesine rağmen hiçbir devlet yetkilisinin sözünde durmadığını belirten Sefa Köken, “Soma’da 13 Mayıs’ta 301 işçi ölmüştü şu an ise 5500 kişi öldü. Yani sağ kalanların ölüden farkı yok” diyen Sefa Köken, “Hiç kimse sahip çıkmıyor bize ne hükümet ne devlet ne söz veren bakanlar ne başbakan herkes ortada. İşimiz yok gücümüz yok paramız yok pulumuz yok 5500 işçi ne yapacak bilmiyorum. 3-5 kuruş yardım yaparak bizim mücadelemizin önüne geçtiler, işçi hareketimizin önüne geçtiler sınıf mücadelemizin önüne geçtiler. Biz bu Soma’dan ayaklanıp bütün Türkiye’yi ayağa kaldıracaktık.” diyerek örgütsüzlüklerinin, dağınıklıklarının nelere mal olduğunu da itiraf etmiş oldu.
Soma, daha çok hatırlanmalı. Somalı işçilerin örgütlenmesine, kenetlenmesine, itirazlarına yönelik dayanaklara daha çok eğilmeli örgütler. Bu yenilgiyi kabul etmemeli. Soma, hatırlanmalı.