Palavrayı bırak Baykuş!

PDF İzle & KaydetYazdır

AKP Suç Örgütü’nün seçimi kazanmasına izin verilmesinin ardından, Burjuva Sosyalistleri cephesinde gerizler patlamaya devam ediyor. Seçimden önce, depremle ilgili değerlendirme yapan bilim adamlarından daha fazla ekranlara çıkartılan Burjuva Sosyalizminin çeşitli renkten ve boydan temsilcileri, seçimlerden sonra mücadeleden uzak olduklarını tüm söylemleri tekrar gösteriyorlar.

Bizim Gazete Çevresi (resmi adı ile TKP) de gerizi patlayan örgütlerden biri. 31 Mayıs’ta, Taksim-Gezi İsyanı’nın yıldönümünde “alan fetişizmi” yaparak(!), bir “şehir suçu” olan Demirören AVM’den pankart sallayan ve polislerle ufak itiş kakış gösterisi yapan bu çevre, grubunun içini toparladı. Bu eylem, gruba dışarıdan eleştirilerin de sesinin kısılmasını sağladı. Bununla birlikte yama küçük, delik büyüktü.

Bizim Gazete Çevresi’nin ekran yüzü Kemal Okuyan, geçtiğimiz günlerde bir başka açıklama yaptı ve “…çoğu Suriye, Libya ve Afganistan’dan gelen, erkeklerden oluşan silahlı köktendinci grupları da hesaba katıyoruz. Bu emekçilerin güvenliği için gerçek bir sorun. Tüm dünyada göçmen işçiler sadece ucuz işgücü elde etmek için değil, aynı zamanda çalışan kitleler içinde çatışmalar yaratmak için de kullanılıyor” [1] ifadelerini kullandı.

Doğrusunu bildiğiniz yalanları duymak, yüzde acı bir tebessümü getiriyor beraberinde. Tabii bazıları, 31 Mayıs eylemi ve bu açıklamayla birlikte, Bizim Gazete Çevresi‘nin akıllandığını sanabilir. Onlar, samimiyetle bir birlik istiyorlar SGB benzeri…

Oysa Kemal Okuyan, hiçbir meşruluğu kalmayan iktidarın dizdiği kırıntıları gagalamaktan başka bir şey yapmıyor. Kemal Okuyan ve müritleri, Türkiye’nin istilası sorununu vurgulayan Proletarya Sosyalistlerine günlerdir sözlü saldırılarda bulunmaktaydı. Birikim Dergisi tornasından çıkma Fatih Yaşlı’dan, Bizim Gazete’nin Twitter fenomeni Nadir’ine “hepsi oradaydı”.

20 Haziran 2023 tarihinde “Dünya Mülteciler Günü”nde yayınlanan bildirilerinde “Muhalefet ise AKP’nin tüm bu politikalarına son seçimlerde büyük bir pas verdi: Emekçi yurttaşlara Türkiye’nin bu hale gelmesinin esas sorumlusunun göçmenler olduğu yalanını yutturmaya çalıştı. Emperyalizmin alçaklığının, patronların açgözlülüğünün bir güzel üzerini örttü. Böylece AKP’nin dış siyasetteki fırsatçılığı yanına kâr kaldı.” ifadeleri ile hem AKP karşıtı tavır alan halka da açıkça kara çalmakta, hem de bu bildirilerinde Ortaçağcı Gerici istilacılar hakkında tek bir cümle bile etmemekte. [2]

Bizim Gazete Çevresi, sadece bu konuda değil, diğer konularda da açıktan AB-D emperyalizmi ve onun yerli işbirlikçisi AKP-MHP suç örgütleri ile ortaklaşmaktan geri kalmıyordu. Öyle hale geldiler ki, Tefeci-Bezirgân sermayenin temsilcisi AKP ile Küba’nın ortak iş yapabileceğini, bunu eleştirenleri şu cümlelerle “zındık olduğunu” ilan ediyordu şeyh Kemal. “Latin Amerika ya da başka coğrafyadaki kimi ülkelerin, buna Küba’yı da katabiliriz, AKP yönetimindeki Türkiye ile ekonomik ve siyasi ilişkilerini destekliyoruz ve bunun sorgulanmasını saçma buluyoruz. Küba özelinde, ABD ablukasını hafifletecek her tür ilişki meşrudur ve Küba halkının yararınadır. Bununla AKP konusunda yanılsama içine girmek farklı. Dünyada AKP konusunda yanılsama içinde olanlar var evet. Böylelerine Türkiye’de de rastlıyoruz. Geçmişte AKP’ye “devrimci” sıfatını yakıştıranların şimdi Küba’ya dönük eleştirilerini ciddiye almıyoruz. Ancak özel olarak değindiğiniz için söyleyebilirim, Küba Komünist Partisi’nin AKP konusunda bir yanılsama içinde olduğunu hiçbir biçimde düşünmüyoruz. [3]

Uzun uzadıya Lenin’in pre-kapitalist unsurlarla müttefiklik üzerine uyarılarını hatırlatarak yazıyı uzatmayacağız. Sadece şunu söyleyeceğiz, Bizim Gazete Çevresi‘nin Küba’yı düşündüğü yok! Küba’nın abluka dolayısıyla çözümler üretmesi demek, onların her yönü ile suça batmış ve Türkiye’yi soyan Finans-Kapitaline ve Tefeci-Bezirgânlığına arpalık olmasına destek olmak demek değildir. [4] Buna tabii ki devrimciler şerh koyacak, çocuk mu kandırıyorsunuz? Ama biliyoruz ki mesele başka… Bizim Gazete Çevresi, açık açık Küba’nın pazarlanmasına acentelik ediyor ve Küba “piyasasını” bir ekmek kapısı gibi fanatikçe savunuyor. Bu işi ÇKP ile AKP Suç Örgütü arasında Aydınlıkçılar yapardı. Görüyoruz ki buna benzer bir görev artık meyhane komünistlerine emanet edilmiş durumda.

Yine kendilerine göre, aynı söyleşide toplumun AKP Suç Örgütünü yenmeyi hak etmediğini iddia ediyorlar. Aslında bu söz, kendi bilinçaltında iki şeyin itirafıdır; birincisi Bizim Gazete Çevresi kendi dar örgüt çıkarı dışındaki hiçbir işçi sınıfı refleksine ya da demokratik kitle eylemlerine destek olmamıştır. İkincisi bu çevre için AKP de kazansa, CHP de kazansa “yaşam alanı” her zaman garantidedir ve korunacaktır. Tıpkı 2017 referandumunda olduğu gibi, AKP Suç Örgütü karşıtı blok haklı ve meşrudur. Bu meşruluk üzerinden örgütlülük yaratamayanlar, sandık eyleminde deneyiminden öğrenmek zorunda kalan halkı suçlayarak, kendi suçlarını örtmektedir.

Bu grubun akılları başlarına kendiliğinden mi geldi? Tabii hayır, bu açıklamanın Proletarya Sosyalizmi’ni devam ettiren Halkın Kurtuluş Partisi’nin 23 Temmuz’da Ankara’da gerçekleştirdiği ve istilacıların Türkiye’den defedilmesi gerektiğine yönelik eyleminin sonrasında söylenmesi tesadüf değil. Bizim Gazete Çevresi kalemşörleri, hem HKP’nin hem de Nakliyat-İş sendikasının eyleminden o kadar rahatsız oldular ki, sosyal medyada eylemi destekleyenleri “ZP’li”, “Nazi”, “ırkçı”, “faşist” olarak karaladılar diğer Sahte Sol ile birlikte. Ancak güneş balçıkla sıvanamadı, halkın yüreğinden geçen gerçeklik en devrimci olandı.

Ha, bir de ilk olarak 9 yıl önce netçe ortaya konulmuş “Türk Ordusu’nu Suriye’de Savaşa Göndermek Halklara, Vatana ve Tarihe İhanettir!” yazısını göremeyen TİP’liler var ama onlar başka alemde, onlara sonra değineceğiz.

Bir de yıllarca Bizim Gazete Çevresi‘nde üst düzeyde görev alan, parti okullarında eğitim veren, diğer yandan Avrupa Birliği ile koordine olan “sivil örümceklerde” yönetici olan Abay ailesini de unutmamak gerek. Özellikle onların mülteci derneklerindeki varlığı, Bizim Gazete Çevresi’nin bu konuyu saptırma çabasını daha iyi açıklamakta. [5] Dolayısıyla, bunların bu konuda doğru bir hatta gelmesi olanaksız.

Sözün özü, bırakın palavrayı Baykuş ve müritleri!

  • Partinizde yer alan AB’ci sivil örümceklerin tezlerini savunmanız dolayısıyla hakaret ettiğiniz Türkiye devrimcilerinden özür dileyin!
  • AKP suç örgütünün acentası olmaya son verin!
  • Türkiye Komünist Partisi adını kirletmeye son verin! Bu ad, Proletarya Sosyalistleri’nin derlenmesi gereken İşçi Sınıfı Partisi’nin adıdır. Sizinle bir ilgisi yoktur!
  • Bu kadarı yeter mi? Yetmez, siyaseti bırakıp ufkumuzdan çekilin! Devrimci ortamı meşgul etmeyin!

Bizim Gazete Çevresi bunları yapmadığı sürece ihanete devam ediyor olacaktır.

İstanbul Direniyor’dan Özgür

[1] Soldan Bakış Twitter hesabı
[2] “TKP” Resmi Sitesi
[3] Soldan Bakış internet sitesi
[4] Dünya Gazetesi, aktarım sosyalizm.org, Türkiye ile Küba ilişkileri bağlamında TKP: İllüzyon ve İlişkiler – Agop Efendi
[5] Mültecilere Yardım Toplulukları Derneği, Yerelde Kamu-Sivil Toplum Diyaloğu Projesi Ankara Eğitimi ve Arama Konferansı, aktarım twitter.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir