Sosyalist – 7 Şubat 1967
Sovyetler Başbakanı ile, İngiliz Başbakanı, son haftalar, Avrupa Karakıtasında karmanyol oynarca mekik dokuyorlar. Ne oluyor’? İngiliz Vilson, Kabinesinde “Asileri” temizledi: Yerlerine hep “Ortak Pazarcıları” bakan etti. Sonra, 6 Karaavrupa ülkesine doğru paçaları sıvadı. Telâş neden?
İkinci Enternasyonal kocakarılarının ağızlarında geveledikleri. bir “Süperemperyalizm” vardı. Onlara göre Süperemperyalizm, belki de yeryüzüne Hitler’in sonradan taklide çalıştığı “Bin yıllık barış” bastırırdı. Günümüzün Süperemperyalisti Amerika’dır. Ne görüyoruz?
İkinci Cihan Savaşı bitince, Bütün Avrupa Emperyalistleri (ve Cihanın ileri geri Kapitalist ülkeleri) gibi İngiltere de, Amerika’nın kucağına düştü. Amerika Süperemperyalist (aşırı Emperyalist) oldu. Şimdi, bir yanda, Avrupa’nın klasik sömürgeleri Avrupa Emperyalistlerini silkip atarlarken; ötede, Avrupa Emperyalistlerinin kendileri de, Amerikan Süperemperyalizmine karşı bir çeşit ekonomik “Kurtuluş Savaşı” açmak zorunda kaldılar. Vilson’u “tabanı yanmış it gibi” dolaştıran zor, bu savaşın keskinleşmesidir.
Amerikan Süperemperyalizmine karşı ilk isyan bayrağını açan Fransa oldu. İngiltere’yi paçalarından yakalayıp Amerikan kuyruğunda sürükleyen safra: Kendi kuyruğunda takılı sarkan“Ortak Evren: Commonwealt” dediği: Sözde bağımsızlaşmış eski İngiliz sömürgeleri idi. Amerika’nın Dünya ölçüsünde dolarla yaptığı çapulu, İngiliz Sterlin alanında yapmakla avunuyordu. Vilson 1961 yılı şöyle diyordu: “Düsseldorf’ta (Alman şehrinde) çamaşır makinesi satmak için, Ortak-Evren dostlarımıza ihanet etmek haksızlık olur.” Hırsız İngiliz, büyük haydut Amerika’yı destekliyordu.
B) ORTAK EVREN İHANETİ VE ÜRETİM
Gel zaman,git zaman, Amerikan kuyruğunda Dimyata pirince gideceğini uman İngiliz emperyalizmi, bir de baktı ki: Evindeki “Ortak-evren” Commonvvealt” pirincinden oluyor. Son on yıl içinde, İngilizin girmem dediği Ortak Pazar’la olan alışverişi 2 kat arttığı halde, kendi Ortak Evreniyle olan alışverişi yerinde sayıyordu. Aynı Ortak-Evrenin İngiltereyle olan alışverişi yerinde saydığı halde, Amerikayla olan alışverişi 2 kat artmıştı!.. Böyle bir denklemin sonucu ortadaydı: Ingiliz Emperyalizmi, Amerikan dost kazığı ile, Ortak-Evren’den dışarıya atılıyordu.
Bu ekonomik Amerikan kazığı, politikada büsbütün çuvala girmez mızrak oldu. İngiliz Ortak-Evrenindeki ülkeler, Amerikan kuyruğu yalamakta İngilizi aştılar: Kanada, Endonezya ile İngiliz Borneo’da çatıştıkları gün Endonezya’ya uçak sattı; Avusturalya, İngilizin karışmadığı Vietnam’a, Amerika kuyruğunda asker gönderdi; Nijerya, İngilizin girmediği Ortak-Pazara bağlandı; Rodezya, İngilizin başına belâ kesildi.. Bütün bu ve benzeri “Ortak-Evren bağımsız politikaları” altında Amerikan süperemperyalizminin yattığını İngiliz daha fazla görmezlikten gelebilir miydi?
Onun üzerine 1963 yılı aynı Vilson şu baklayı ağzından çıkardı:
“Amerika bizi her batağın içinden kurtarmak için birebirdir, diyen o rahatsever doktrinden daha tehlikeli kuruntu olamaz. Gayri, İngiltere’nin dünyadaki sözü geçerliği,üretim yapabildiği ölçüde var olacaktır.”Amerikan kuyruğu yalamakla gününü gün eden bütün çakalların kulaklarına küpe olması gereken bu eski kurt İngiliz sözü ne demekti? Şu demekti: Üretim yarışını yitiren ülke, en kaşarlı Emperyalist Devlet bile olsa, diri diri yenilmeye mahkumdu!
İngiltere’nin Ortak-Evren dururken, Ortak-Pazara girmeye kalkışması: Yalnız yukarıdaki bezirgan çıkarına ve politika ihanetlerine dayanmaz. Daha doğrusu o bezirgan ve politika kompleksleri dahi, gelirler üretim temelindeki durumla bağlanırlar. İngilizin ortak evrenini Amerikayla alışverişe zorlayan sebep, Amerika’nın keşif icatlarla teknik ilerlemeleri haraca bağlayacak rekabetler yapışıdır. Herkes Türkiye değildir: Almanya’da 100 dolar olan malı Amerika’dan 200 dolara alsın. İngiliz sömürgesi (Ortak evreni) bile, ucuz bulduğu yerden mal alır. Aldığı zaman da, İngiliz ona, kızmaz ben daha ucuz mal yapamıyorum diye, toparlanır.
C) İKİ TEKNİK İHTİLÂL
Son yıllarda, üretim temeline korkunç teknik ihtilâller girdi ve giriyor. Avrupalı Emperyalistlerin gözlerini faltaşı gibi açan son iki teknik ihtilâl: 1-Süpersonik (Sesaşırı) uçaklar, 2-Ordinatör (buyurucular) veya İnformatikler (duyurucular) adını alan akıllı hesap makineleridir. Bu elektronik beyinler olmasa, o süpersonik uçakları yapmak yüzyıllara kalıyor. Bugün, Sovyetler bir yana,Emperyalist dünyada Ordinatör yapan ülke Amerika’dır. Süpersonik uçak yapma imtiyazı da Amerika’nın elindedir.Keşif icatları Avrupalı kafası yapsa bile, kapitalist düzenin çıkarcı ruhu ile, keşif-icat yapanları para babası Amerika satın alıyor.
İngiliz, kendi başına bu işin altından kalkamayınca Fransızla anlaştı:1962 Kasımdan beri Concorde adlı bir süpersonik uçak yapmaya giriştiler. Az kalsın iflâs ediyorlardı. Çünkü, Amerika daha 1958 yılı B (Boeing) ve L (Lockhead) firmalarını destekleyen FAA(UçakFederalAjansı) teşkilatında 24.000 memur çalıştırıyor ve Devletten milyarlar sunuyor. Avrupalı bu işe izzeti nefis yarasıyla girmişti. Amerika Devleti rantabilite (irat getirirlik) hesabı için 1963 yılı para verdi. 2.000 B ve 1575 L uzmanı 9 eylülde (1966) 8.000 sayfalık inceleme raporlarını sundular (sıkı muhafaza altında): 25 Hava Kumpanyası, maket üstünde 110 sipariş verdi. Boeing’in 2-707 uçağı tutuldu.
Şimdi, Süpersonik uçak gerçekleşince 130.000 iş mevkii doğacak ve 10.000 işletme malzeme yetiştirecek. Bir uçak 35 milyon dolara (İstanbul’un bir yıllık bütçesi). Ancak 200 uçak satıldıktan sonra kâra geçilecek. B. firması, Devletten aldığı 4.5 milyar dolar (3 yıllık Türkiye bütçesi) ödüncü, ilk uçağı teslim ettiği 1974 yılında ödemeye başlayacak.