Ağustos ayında basında çıkan bir haberde, halk oyunları kurslarının açılmasının durdurulduğu belirtildi.
“Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, halk oyunları kurslarını yasakladı. Müdürlüğün Halk Eğitim Merkezleri’ne gönderdiği yazıda, “Halk Eğitimi Merkezleri’nde düzenlenen kurslar e-Yaygın Sistemi üzerinden izlenmekte, görülen aksaklıklar üzerine düzeltilmektedir. Bu kapsamda; son altı ay içerisinde ‘Halk oyunları’ alanında açılan kursların, kursiyer kayıtları ile kurs bitirme belgesi alan kursiyerler arasında büyük farkın olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle; Halk oyunları kurs programlarının yeniden incelenmesi, ihtiyaç olması halinde tekrar güncellenmesi için 1.8.2017 tarihinden itibaren ikinci bir talimata kadar Halk oyunları kurslarının açılması durdurulmuştur. Kursiyerlerin mağdur olmamaları için aktif olan kursların devam etmesi uygun görülmüştür” denildi.” [1]
Eğer iyi niyetli bir arkadaş iseniz, tabii ki halk oyunları kurslarındaki aksaklıklardan dolayı halk oyunlarının yasaklandığına inanabilirdik. Ancak 2016 yılının Nisan ayında başka bir haber bu defa aklımıza geliyor.
“Yeşilyurt ilçesine bağlı Gazi Anadolu Lisesi’nde Müdür Yardımcısı N.T.’nin soysal medya hesabı ile kız ve erkek öğrencilerin birlikte oynamasına oynamasına tepki gösterdiği iddiası, velilerin protestosuna yol açtı. Sabah erken saatlerde okul öncesi bir grup veli, müdür yardımcısının paylaşımını kınadı.
(…)
N.T.’nin iddia edilen sosyal medya paylaşımı ise şöyle:
“Allah aşkına şu güzelim memleketimizin hangi yöresinde böyle kızlı erkekli halk oyunu maalesef gençlerimize çocuklarımıza halk oyunları adı altından oynamak oynatılıyor. Hangi baba 16-17 yaşındaki kızının elini bir erkeğin diz dize göz göze sarmaş dolaş halk oyunu oynamasını ister. Namusu için cinayet işleyen baba buna izin verilir mi? Bence de vermez.Bu şekildeki bir halk oyununun neresi İslam’a uygun mu? Geleneksel kıyafetler giyince bu durum helal mi oluyor mu? İslam’daki zina mevzusunu iyi okumalı ey analar babalar” [2]
Okul müdürünün hangi tornadan geçtiğini belirtmeye gerek yok sanırım. AKP tarafından ülkemize dayatılan CIA-Pentagon İslamının çıkaracağı keresteden ancak böyle bir ses çıkabilirdi.
Böylesine ateş püskürdükleri halk oyunları nedir?
Kökeni ilkel komünal çağa dek uzanan halk oyunları, o dönemin en belirgin özelliği olan eşitlikçiliği içinde barındırmaktadır. Sınıflı toplumun üstün çıktığı dönemlerden geçmesine rağmen, her zaman sömürülen tabaka ve sınıfların ürünü olarak korunmaya devam edilmiştir. Yine sınıflı toplum döneminde baskın olan erkek egemenliğe rağmen, çoğu halk oyunu türü kadın ve erkeğin bir arada oynadığı, kadın ve erkeğin eşit olduğu bir alandır. Yine bu eşitlik, ilkel komünal çağ kökenlerinin yansıması olup, günümüze kadar uzanmıştır.
Halk oyunlarının ahlaksızlık olmasını bir kenara bırakın, emperyalizm çağında yaşadığımız yozlaşma ve kişiler arası kopukluğu, folklorumuzdeki çeşitli öğeler ile kısmen de olsa korumaya devam ettik. Halk oyunları, karşı cinsten insanların birbirini sömürmediği, omuz omuza, yan yana olduğu bir alandır. Karşı cins ile el ele olunca, abdesti bozulacağını düşünenlerin sandığının aksine, halk oyunları karşı cinse saygının, ona karşı ahlaklı davranışın bir göstergesidir.
İnsana ve topluma kazandırılan bir kimliktir. Bu kimliği “yiğidin yoğurt yiyişi”ne göre, yani onu sahiplenen kişinin düşünce ve davranış biçimine göre kullanımı değişebilir. Bunun yanında, halk oyunları işlediği konular bakımından da sınıflandırılabilir. Bu konulardan biri de, iş yaşamıdır. Birçok halk oyunu türünde iş yaşamı resmedilir. Kadın ve erkeğin birlikte, omuz omuza tarlada, bağda, bahçede çalışması işlenir.
Halk oyunları, günümüzde ilgilisi olan gençler için ne ifade eder? (aslında bu spor için de geçerlidir)? Ekip olarak hareket etmeyi, bir kişinin aksayınca tüm ekibin aksayacağını öğretir. Dolayısıyla insanların birbirine karşı sorumluluk ve eksiklerini kapatma yetisini aşılar. Çeşitli yarışmalardaki süreçler sayesinde yıllar süren arkadaşlıklar gelişir. Halk oyunları, insanların birbirleri hakkında çok şey öğrendiği bir alandır ve festivallerde farklı ülkelerden bir araya gelen halk oyunları ekiplerinin yaşadığı deneyim öğreticidir. Hem onu icra edenler, hem de takip edenler için böyledir. Böylece farklı ülkelerden insanlar, birbirlerinin tarihi hakkında bilgi sahibi olarak, araştırma güdüsünü edinebilirler.
Dolayısıyla sadece Ortaçağcı Gericilerin “örf ve adet” tabusu altında saklaması ile açıklanamaz bu düşmanlık. Aynı zamanda gençliğimizin ne istediğini bilmez, amaçsız ve bencil olmasını, yozlaşmasını isteyen emperyalistlerin de düşmanlığı vardır. Onlar için insanlar birbirlerinin önyargılarını kıracak noktalarda değil, birbirlerinin düşmanlıklarını pekiştirecekleri noktalarda sarılmalı folkloruna.
CIA’nın yetiştirdiği Türkiye Ortaçağcı Gericilerinin, halk oyunlarına bu denli düşman olmasının sebebi, aynı zamanda halka olan düşmanlığıdır da… Bu düşmanlığın kökeni ise modern değil, yukarıda bahsettiğimiz özelliklerden dolayı binlerce yıllık sınıf/tabaka kinidir. Medeniyet, yani sınıflı toplumun sömürücüsü, hazır yiyicisi konumundaki bu tabaka, yalanı, sömürüyü, eşitsizliği bilmeyen ilkel komünal gelenekli üretmen tabakalara, binlerce yıldır düşmandır. Ancak halkın kendisi, tüm kısıtlamalara ve yasaklamalara inat, görebildiği gelenekleri yaşatmaya, gelecek kuşaklara aktarmaya ve bir erdem olarak taşımaya devam ediyor.
Halk oyunları, insanlığa düşman olan dördüncü türlerin türlerin düşman olmasının doğal olduğu, insancıl duyguların bir ürünüdür.
[1] Sözcü Gazetesi
Katkıda Bulunanlar:
İstanbul Direniyor’dan Özgür
Muğla Direniyor’dan Ali