
Birinci Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımı olan 19 Mayıs’ın 106. yıldönümünde, İstanbul’daki 5 üniversitenin öğrenci birlikleri, yayınladıkları bildiri ile 19 Mayıs’a sahip çıktıklarını vurguladılar. Öğrenci birlikleri, 19 Mayıs’ta saat 15:00’de Saraçhane’de Birinci Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcının yıldönümünde bir araya gelecekler. Öğrencilerin bildirisinin tam metni şu şekilde;
***
Atatürk’ü eleştirebilmek, devrim ve tarih sahnesindeki rolüne gölge düşürebilmek maksadıyla, onu şovenist ve indirgemeci bir milliyetçilik kalıbına sıkıştırmak isteyen bazı kesimlerin art niyetinin elbette farkındayız. Samsun’a çıkarken merkezi otoritenin buyruklarını hiçe sayarak Anadolu’da mukavemeti örgütlemek üzere yola çıkan Gazi Mustafa Kemal’in hikâyesi, çocukluğumuzdan bu yana defaatle anlatıldığı için belki de maruz kaldığı tekrarlarla dejenerasyona açık hâle gelmiştir. Lakin altını kalın çizgilerle çizerek bir kez daha ifade ediyoruz: Amerika mandasını, İngiliz himayesini reddeden; vatanı, parsel parsel paylaşmak isteyen emperyalist güçlere karşı kısıtlı imkânlarla bir halkı topyekûn ayağa kaldıran, yalnızca bir asker değil, aynı zamanda bir düşünür ve devrimci olarak tarihe geçen liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini zikretmek, bizler için yalnızca bir görev değil, aynı zamanda bir onur nişanesidir.

Bugün onun ilke ve devrimlerini küçümsemeye kalkışanlar, hangi Ortadoğu karanlığından kurtarıldığımızın dahi farkında olmayanlardır. Osmanlı müesses nizamı boyunca Anadolu halkı, yalnızca savaş zamanlarında hatırlanmış; sefaletiyle baş başa bırakılmış, iradesi daima başka güçlerin tasarrufuna terk edilmiştir. Dönemin Alman arşivlerinde yer alan raporlar dahi, bu toprakların nasıl bir geri kalmışlığa mahkûm edildiğini, eğitimden sanayiye, tarımdan düşünce hayatına dek nasıl çoraklaştırıldığını açıkça ortaya koymaktadır.
Mustafa Kemal’in dehası, yalnızca bir cephe stratejisti olmakta değil; aynı zamanda halkına özne olma bilinci kazandırmakta, kuldan yurttaşa dönüşüm sürecini başlatmakta yatar. O, modernitenin Anadolu’daki taşıyıcısı, bir milletin kendini yeniden inşa etmesinin akıl ve irade mihveridir. Bugün hâlâ cumhuriyetin kazanımlarıyla ayakta duran her kurum, onun öngörüsünün ve fedakârlığının bir mirasıdır.
Geldiğimiz noktada Atatürk ismini geçirmeye çekinenler, kendilerini ‘tarafsızlık’ maskesiyle gizlemeye çalışanlardır. Oysa tarafsızlık, hakikatin karşısında edilgen kalmak değil; hakikati savunmaktan imtina etmektir. Ve biz biliyoruz ki hakikat, bu topraklarda sarı saçlı, mavi gözlü bir devrimci olarak vücut bulmuştur.
Yarın 19 Mayıs. O gün Samsun’a çıkan iradenin, bugün gençliğe miras bıraktığı mücadele azmini unutmuyoruz. Atatürk’ü görmezden gelmeye kalkanlara inat, biz onun adını, devrimlerini ve mücadelesini haykırıyoruz.
Bugün hâlâ adını anmaktan imtina edenler, hakikatin ağırlığını taşıyamayanlardır.
Zira Atatürk, tarihsel bir figür değil; halen süren devrimci bir bilinçtir.
19 Mayıs, pasif tarafsızlığın değil, örgütlü direnişin mirasıdır.
İTİCÜ Öğrenci Dayanışması
Işıklılar Direniyor
Koç Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü
Topkapı Direniş
Marmara Direniş