Sosyalist – 12 Nisan 1967
Türkiyemizin bütün ekonomik, sosyal ve politik yaşayışı bir kör barsak hastalığı ile kıvranır durur. CHP Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Öktem’le birlikte CHP de küçük bir ameliyat geçirdi. CHP‘nin Körbarsağı, Türk milletinin yediğini burnundan getirdi, Antika toplumun tâ Bâbil’den Osmanlû’ya aktardığı Tefeci-bezirgân hacıağalığıdır.
Tefeci-bezirgân körbarsağı, Türk milletinin karnında zaman zaman korkunç apandisit krizleri patlatır. Gerçekte toplum yapısı için hiçbir görevi bulunmayan o körbarsağın “bizâtihi” en ufak bir önemi yoktur. Ne var ki, vücudun karın gibi derin yerinde, içimizde oturduğu ve peritor kadar hassas bir gizli polis idaresi ile, yabancı finans kapital şebekesini hemen alârma sokabildiği için, aman körbarsağın kılına dokunulmasın diye, zavallı millet karın ağrısından kurtulamaz. Zaman zaman, hayatını acı tehlikelere sokan buhranlar içinde kıvranır durur.
Hekimlikte apandisit için: “ilâcuhâ, ihracuhâ” (kesilip atılmadıkça iyileşmez) denir. Doğrusu da, şimdiye dek, körbarsağı kesilmiş bir kişinin zarar gördüğünü öne süren “tabip” çıkmamıştır. Ne var ki, bizim siyaset “tabip“lerimiz, sırf buz koymak, ağrı kesici ilâçlar şırınga etmek yoluna gidip, körbarsağımızı sinsi (müzmin) illete çevirmekte üstâd geçindiler. CHP o tutucu (konservatör) ve statükocu müretabbipliğin şampiyonu olmakta direnmişti. Türkiye’nin yıllar yılı iştahsız, hazimsiz, inkıbazlı ”hasta adam“lığı bir türlü sahiden giderilemediydi. Ancak en son, kendi içinde, Amerikan gizli servisleriyle elele vererek, kendi başını yeme teşebbüsleri azıtıp ta karşısına kendisinden daha tutucu bir AP çıkınca, CHP işi anladı. Fevzioğlu gibi körbarsaklar, ”profesör-şerbetiyle“ de tadlandırılsalar, parti peritonunun içinde zehirlerini ve mikroplarını saçtıkça ne CHP, ne bu millet palyatif tedavilerden hayır bekliyemezdi.
Batıda prosper (hızlı refah getiren) kapitalist gelişim, prekapitalist körbarsağını, ekonomik ve sosyal yoldan eritti. Türkiye’de Tanzimat’tan beri körbarsak vücudun kalbi, böbreği, beyini yerinde bir organ imiş gibi gösterildi: bütün saygıdeğer ”Şapkalı doktor“lar yahut levanten Kalos yatros’lar Hipokrat çağından kalma binbir ilâçla körbarsağımızı şımarttılar. Bir ara, Hacıağa politikacıları yabancı bezirgân şapkası giyerlerse ”Tabib’i Hâzık“ olurlar sanıldı. Son CHP kongresi ve İnönü 48 körbarsağı CHP‘nin karnından dışarıya atmakla, ileri bir adım sağladı. Yalnız unutmıyalım: Milletin karnındaki körbarsak durdukça karın ağrısı ve inkıbaz devam edecektir.
Daha Kongrenin ertesi günü ”parti meclisi“ seçiminde 3 eğilim belirdi:
1 – Meclise: ”profesör ve ılımlıları“ sokmak: Pusudaki tefeci-bezirgân yumruğu hep öyle ”bilimsel“ kadife eldiven kullanır. 27 Mayıs’a ilk gedik ılımlı, profesörlerle açıldıydı.
2 – ”Ortanın solu milletvekilleri ve senatörleri“ sokmak. Bunlar seçim bölgelerindeki hacı ağaların …..sıdırlar. CHP meclis grubunda çıngar koparanlar, ”affedilseler“ bile, zaman kazanmak isteyebilirler.
3 – İnönü ve Ecevit’in (Genel başkan ve sekreterin) direktifini bekliyenler. 2/5/967 günlü Cumhuriyet: ”Seçimlerin çekişmeli olacağı ve kısa zamanda sonuç alınamıyacağı ileri sürülmektedir“ diyordu. 3 Mayıs günü ise parti meclisine profesörler getirildi… Gene bu CHP oportünizmi mi?
Biz yapılan küçük ameliyatın bir siyasî fistülle sonuçlanmamasını dileriz.