Bolivya Demokratik Halk İktidarı ve Evo Morales Yoldaş (Aydın Direniyor)

PDF İzle & KaydetYazdır

Sovyetler Birliği önderliğindeki Sosyalist Kamp, insanlığın güvencesiydi. ABD Emperyalistleri’nin dizginlenmesini sağlayan caydırıcı güçtü. Ancak Sosyalist Kamp, 1980’lerin sonunda kerte kerte yıkıldı. 1991’de Sovyetler Birliği dağıldı. Dünyamızın 1/3’ünü oluşturan Sosyalist Devletler, kapitalizme gerileyiverdi. Bu süreçten itibaren ABD Emperyalistleri, dünyayı babalarından miras çiftlik gibi görmeye başladılar. Artık dizginlerine asılacak bir Sosyalist Kamp yoktu. Sosyalizm tehlikesi en azından bir süre daha bertaraf edilmişti onlar için. Büyük Ortadoğu Projesi ismini verdikleri ”Bin Devletli Dünya” yani halkları bölüp parçalama projesini hemen rayına koydular. Sovyetler Birliği’ne karşı mücadelede kendileri yaratmış oldukları cihatçı teröristlerin 11 Eylül saldırılarını bahane ederek, önce Irak’a sonra Libya’ya en sonunda ise Suriye’ye girdiler. Bu ülkelere kan, gözyaşı ve acı götürdüler. Masum insanları katlettiler. Yine Afganistan’da, Pakistan’da Taliban aracılığıyla katliamlar yarattılar. Zülfikar Ali Butto, Muhammed Necibullah Yoldaş gibi namuslu ve halkçı siyasetçileri devirttiler Ortaçağcı Gerici güçlere. Türkiye’de silahlandırdıkları Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi PKK, bugün hala katliamlarına devam etmektedir. Yine projelendirdikleri ve finansal destek sağladıkları IŞİD ve türevi gruplar kafa kesmeye, canilik saçmaya, gittikleri yerlere vahşet götürmeye devam etmektedir.

İşte bu bayır aşağı gidişi, biraz olsun durduran Latin Amerika Halkları olmuştur. 1960’lı yıllardan beri komünizmin Kızıl Bayrağı’nı dalgalandıran Sosyalist Küba’nın mücadelesi günümüzde (21. yüzyılda) ışık olmuştur Latin Amerikalılara. Kıta Halkı, Bolivar’ı, Che’yi anlamaya başladı. Küba’nın mücadelesi Güney Amerika kıtasında filizlenmeye başladı. AB-D Emperyalistleri ve Yerli Parababaları’na karşı ayaklanan Latin Amerika Halkları, üst üste Demokratik Halk Devrimleri ortaya koymaya başladı. Tabiî bu devrimlerin sosyalizme evrilmesinde Sosyalist Küba’ya büyük görev düşmektedir. Fidel ve Raul Castro Kardeşler, bu görevi ALBA’da doğru bir şekilde yürüttüler. Miguel-Diaz Canel ise Küba’yı yanlış bir yola soktu. Ancak Kübalı Yoldaşlarımızın yakın zamanda doğruyu kavrayıp, o doğrultuda davranışa geçeceğini umuyoruz.

Bolivya da, Latin Amerika’da esen sol rüzgârlardan etkilenen bir diğer ülke olmuştur.

Kahraman Gerilla Ernesto Che Guevara, Arjantinliydi. Fakat bedenini tüm dünya halklarına armağan etmişti. Ömrünü Latin Amerika Halkları’nın tek bir sosyalist cumhuriyet olmasına, birleşmesine adadı. Bu yüzden önce Küba’daki daha sonra Bolivya’daki devrimci hareketlere katıldı.

Che’nin gerillacılık yöntemi Küba’da başarılı olmuştu. Şehirlerde örgütlü PSP’li (Komünist Partili) işçileri safına çekmeyi başarmıştı. Kırsalda ise mevsimlik tarım işçilerinin hızla Devrimci Gerilla Ordusu’na katılmasıyla çığ gibi büyümüştü. Amerikancı Batista’nın ve Küba Finans-Kapitali’nin diktatörlüğünü devirmişti.

Che, bu yaptığını aynen Bolivya’da tekrarlamak istedi. Ancak ABD Emperyalistleri, Küba yenilgilerinden pek çok ders çıkardı. Bolivya’nın dağına taşına ”Bolivya, Küba Olmayacak” yazdırdı, halkı en iblisçe yöntemlerle kandırdı, düşman etti gerillalara. Che Guevara gibi bir halk kahramanını, halka azılı bir katil ve terörist olarak tanıttı ABD Emperyalistleri ve yerel taşeronu Bolivya Hükümeti.

Che, Bolivya’daki devrimci savaşına 1967 yılında 53 kişilik gerilla grubuyla başladı. 11 ay boyunca savaştı Bolivya Halkı için. ABD kuklası Faşist Diktatör Barrientos’un kolluk kuvvetleri, gerilla grubuna her çatışmada birer ikişer kayıplar verdirdi. Che’nin yakalanacağı güne dek bu sayı 17 kişiye kadar düşmüştü. Bir yıla yakın süre boyunca Yerli Halk’tan tek kişi bile katılmadı mücadeleye. Düşünün ki öyle afyonlatılmış kitlelerin beyinleri. Parababaları ve Faşist Barrientos, gerillalar hakkında kara propaganda yapmış. Kitleleri mücadeleden uzaklaştırmış. ABD Başkanı’nın Washington’dan gönderdiği bir emir üzerine katlediliyor Che, 9 Ekim 1967 günü. ABD Emperyalistleri, sanıyorlardı ki Che’nin mücadelesi son bulacak.

Che’nin katledilişinden tam 38 yıl sonra, 18 Aralık 2005’de Bolivya Halkı, %53 oy oranıyla Evo Morales Yoldaş’ı getiriyor iktidara. Morales diyor ki; ”Benim amacım Che’nin başlattığı devrimi tamamlamaktır.”

Yani Kahraman Gerilla Che, yıllar sonra anlaşılıyor Bolivya Halkı tarafından. Böylece aynı halk, Evo Morales Yoldaş’ı iktidara taşıyor. İşte kitlelerin bilincinde böyle bir ilerleme yaşanıyor.

Morales, iktidara gelir gelmez Demokratik Halk Devrimi’nin programını uygulamaya koymuştur. AB-D Emperyalistleri’ni, Finans-Kapital şirketlerini, emperyalistlerin ajanlarını ülkesinden kovmuştur. Yeni anayasa değişikliğiyle sosyalizme doğru emin adımlarla yürüyen bir Bolivya ortaya çıkarmıştır. Buradan anlıyoruz ki Bolivya, AB-D Emperyalistleri’nin kabusu olacaktır. Emperyalistler, Ortadoğu’ya el atarken onun hemen dibinde Kızıl Bayrağı dalgalandıracak ve Yankee’ye rahat uyku uyutmayacaktır. AB-D Emperyalistleri, Yerli Parababaları aracılığıyla Bolivya’yı parçalamaya giriştiler. Petrol bakımından ülkenin en zengin bölgesini Bolivya’dan koparıp, ayrı bir ülke haline getirmek istediler. Ancak başarılı olamadılar. Çünkü bilmekteyiz ki: ”Örgütsüz Halk, Köle Halktır! Örgütlü Halk, Yenilmez!”

Bolivya da; aynı Küba gibi, Kuzey Kore gibi sosyalist bir ülke olacaktır yakın gelecekte. Bunun koşulları her geçen gün olgunlaşmaktadır.

Bakınız AB-D Emperyalistleri için ne demektedir Evo Morales Yoldaş:

”Küba’nın başkenti Havana’da yapılan 24. Sao Paulo Forumu’na dünya genelindeki sol parti ve sosyal hareketlerden katılan 625 delege ve konuk arasında Venezüella lideri Maduro ve Bollivya lideri Morales de vardı. 

2016’da hayatını kaybeden Küba Devrimi’nin efsanevi lideri Fidel Castro onuruna forumun son gününde yapılan oturumda yaptığı konuşmada Morales, ABD Başkanı Donald Trump’ı ‘insanlığın ve gezegenin düşmanı’ olarak niteledi. 

Bolviya lideri “ABD Başkanı Donald Trump, insanlığın ve gezegenin düşmanı” ifadelerini kullandı.

MORALES: BİRLİK OLMAK ZORUNDAYIZ

Morales yapılması gereken en önemli şeyin bölgedeki ülkelerin emperyalizme karşı birleşik bir duruş sergilemesi olduğunu vurguladı. 

Morales “Emperyalizmin saldırıları ve provokasyonları olacaktır ancak birlik olmak zorundayız. Latin Amerika’nın emperyalizme karşı birliğini sürdürerek Fidel Castro’ya olan saygımızı en iyi şekilde gösterebiliriz” dedi.

Küba’nın ‘Latin Amerika’daki tüm devrimlerin anası’ olduğunu söyleyen Morales bu nedenle Fidel Castro’nun düşüncelerinin her zamankinden önemli olduğunu ifade etti.” [1]

AB-D Emperyalistleri; Fidel gibi, Che gibi, Raul gibi, Chavez gibi Maduro gibi, Morales gibi satın alamadığı, onurlu, antiemperyalist liderlere suikastler düzenler. Onları ortadan kaldırmak için, halkların kendisine karşı ayaklanmasını baltalamak için yapar bunu.

Bakın bunu da belgeleyelim:

”WikiLeaks’in yayınladığı 2006-2009 yıllarına ait belgeler, ABD yönetiminin, Bolivya’daki ayrılıkçı bir harekete milyonlarca dolarlık yardım gönderdiğini gün yüzüne çıkardı. Belgelere göre, ABD yönetimi, Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales’in öldürülmesini ‘muhtemel’ görüyordu.

WikiLeaks’ın Bolivya ile ilgili belgelerini inceleyen Norveçli araştırmacı Eirik Vold, Küba’nın resmi ajansı Prensa Latina’ya yaptığı açıklamada, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’nın (USAID) 2006-2009 yılları arasında Bolivya’nın Media Luna bölgesindeki bölücü bir harekete 4 milyon dolar aktardığını belirtti.

‘ABD, MUHALİF GRUPLARIN PLANLARINI BİLİYORDU’

Bununla birlikte Vold, “ABD, muhalif grupların terör planları hakkında tam bilgi sahibiydi ve bunları ihbar etmedi. ABD’nin bir doğalgaz boru hattına yapılacak saldırıyı önceden biliyordu. Bu saldırı sonucunda Bolivya’nın Brezilya’ya yaptığı doğalgaz ihracatı yüzde 10 azaldı” ifadelerini kullandı.

’14 BİNDEN FAZLA BELGE ELE GEÇİRİLDİ’

WikiLeaks’in ABD’ye ait 14 binden fazla belgeyi ele geçirdiğini kaydeden Norveçli uzman, sözlerini şöyle sürdürdü: “ABD, Evo Morales’in öldürülmesinin ‘muhtemel’ olduğuna inanıyordu. Morales, bir darbe olabileceğinin farkındaydı ancak Bolivya hükümetini bu konuda uyarmadı.” [2]

Evo Morales önderliğindeki Bolivya Demokratik Halk İktidarı, antiemperyalizmle yetinmemiştir. Emperyalizmin, tekelci kapitalizm olduğunu, kapitalizmin üst evresi olduğu gerçeğini bir an aklından çıkarmamıştır. Aynı zamanda antikapitalisttir de Bolivyalı Yoldaşlar. Bakın ne diyor Morales:

”Kapitalizm insanlığın ve gezegenin en büyük düşmanıdır. Vergi cennetlerini ortadan kaldırmak ve yolsuzluğu ve insan hakları ihlallerini tetikleyen ve teşvik eden uluslararası şirketlere mali kontrol uygulamak için somut adımlar atmadığımız sürece, bankacılığa ve IMF’ye müdahale etmediğimiz sürece hiçbir şey yeterli olmaz. Yolsuzluğun kaynağı kapitalizmdir.” [3]

İşte arkadaşlar, görüldüğü gibi görünen köy kılavuz istemez.

Bolivya Halkı, Yiğit Önderi Morales’le beraber sosyalizm yolundadır.

Şan Olsun Evo Morales Yoldaş’a!

Şan Olsun Bolivya Halkı’na!

Kahrolsun AB-D Emperyalizmi!

Yaşasın Sosyalizm!

Hasta La Victoria De Siempre!

Patria o Muerte!

Aydın Direniyor’dan bir yoldaş

[1] Bolivya Devlet Başkanı Morales: “Trump İnsanlığın, Gezegenin Düşmanı” – Sputnik Türkiye

[2] WikiLeaks: ABD, Morales’in öldürülmesini ‘muhtemel’ görüyordu – Sputnik Türkiye

[3] Kapitalizm insanlığın ve gezegenin en büyük düşmanıdır. – Yeni Muhalefet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir