Yakov Mihailoviç Sverdlov’un aramızdan bedence ayrılışı üzerine 18 Mart 1919’da Lenin’in gerçekleştirdiği konuşma…
Yoldaşlar, tüm dünyanın emekçileri yiğit Paris Komünü’nün ayaklanmasını trajik sonunu anarken biz de Yakov Mihailoviç Sverdlov’u toprağa vermek üzere kederli bir ödevle yüz yüzeyiz. Mücadelelerimiz ve zaferlerimizin akışı içinde proleter devriminin en derin ve en önemli çizgilerini en bütünsel ve başka herkesten daha tam olarak ifade etmek Sverdlov yoldaşa nasip oldu. Onun proleter devriminin rehberi olarak değeri, devrim davasına sınırsız bağlılığından çok bu özelliğinde yatmaktadır…
Hiç kuşku yok ki, devrimci şiddet olmasaydı, proletarya zafere ulaşamazdı; ama aynı ölçüde kesindir ki devrimci şiddet, sadece devrimin belirli anlarında, özel koşullarda gerekli ve meşru bir uygulama olmuştur. Buna karşılık proleter yığınların örgütlenmesi, emekçilerin örgütlenmesi devrimin çok daha değişmez ve çok daha derin bir özelliğiydi; başarının koşuluydu ve hala da öyledir. Devrimin en sağlam dayanakları, başarıların en derin kaynakları milyonlarca emekçinin örgütlenişinde aranmalıdır. Proleter devriminin bu yönü, o güne kadarki devrimlerde görülmeyen bu özelliği öne çıkartmıştır. Kitlelerin örgütlenmesini kendinde en iyi cisimlendiren önderlerin mücadele içinde öne çıkmasını sağlamıştır. Herşeyden önce ve herşeyin ötesinde bir örgütçü olan Sverdlov gibi bir insanı proleter devriminin bu özelliği şekillendirmiştir.
Yoldaşlar, devrimcilerin yüz yüze geldiği insafsız anlarda, çok uzun ve bazen acılı devrim hazırlığı süresince biz Ruslar çok çektik; en çok da, teori ilkeler ve programla pratik çalışma arasındaki mesafeden ötürü güçlük çektik.
Rus devrimci hareketinin tarihi onlarca yıl boyunca devrime bağlı ama devrimci ülkülerine pratik bir uygulama fırsatı bulamayan insanların fedakarlıklarının destanı olmuştu. Bu açıdan proleter devrimi, bir zamanların yalnız insanlarına, devrimci kavganın kahramanlarına gerçek bir zemin sağladı; sahici bir temel, sahici çalışma koşulları, sahici bir dinleyici kitlesi ve tam bir proleter ordusu sundu: Böylece bu önderler meydana gelebildiler. Bu sayede bazıları göze görünür yerlere vardılar; pratik bir örgütleyici olarak, hakkıyla elde ettiği mevkiye ulaşan Sverdlov için olduğu gibi.
Proleter devriminin bu rehberinin katettiği yola bir göz attığımızda büyük örgütçü yeteneğinin uzun bir mücadele içinde geliştiğini görürüz. Hatırı sayılır devrimci özellikleri, farklı dönemlerin sınavlarından en güç devrimci faaliyet koşullarından geçerken şekillenmiştir; örste demir döver gibi kendisini biçimlendirmiştir…Yirminci yüzyılın başlarından itibaren bizim gözlerimizde Sverdlov yoldaş profesyonel devrimci tipinin en tamamlanmış örneğiydi; tümüyle ve kayıtsız olarak kendini devrime vakfedebilmek için ailesiyle, köhne burjuva toplumunun örf ve adetleriyle tüm bağlarını koparmıştı. Hapishaneden sürgüne, sürgünden hapishaneye gide gele geçen uzun yıllar boyunca, devrimcilere hayatları boyunca damga vuran özellikleri, örste demir döver gibi şekillendirmişti.
Bununla birlikte bu profesyonel devrimci asla ve hiçbir zaman kitlelerden kopmadı. Çarlık rejimi tüm devrimcilere dayattığı gibi onu da illegal ve gizli faaliyete mahkum etmişti; ama bu durumlarda bile Sverdlov yoldaş daima öncü işçilerle omuz omuza, el ele yürüdü. Yirminci yüzyılın başından itibaren, bu öncü işçiler aydın çevrelerden çıkan eski devrimci kuşağın yerini almaya başlamışlardı. Sürekli kavganın içinde olup, kitlelerden asla kopmayan, Rusya’yı hiçbir zaman terketmeyen, daima en ileri işçilerle birlikte hareket eden bu insana damga vuran uzun illegal çalışma yoludur.
Devrimcileri hayattan kopuk yaşamaya mahkum eden baskılara rağmen o, hem işçilerin sevdiği, pratik hakkında geniş ve derin bilgiye sahip bir önder hem de ileri proleterlerin örgütleyicisi olarak yetişmişti. Onun kendini bu biçimde yetiştirebilmesini sağlayan koşullar illegal çalışmanın bu koşullarıdır. Eğer bazıları kendini tamamen illegal çalışmaya bağlayan bir profesyonel devrimcinin özelliklerinin onu kitlelerden kopartacak nitelikte olduğunu düşünüyorsa ki, genellikle hasımlarımız ve hangi tarafta yer alacağını bilmeyenler böyle düşünmektedir Sverdlov’un devrimci faaliyetinin sergilediği örnek bu düşüncenin ne kadar büyük bir yanlış olduğunu göstermektedir. Tam tersine bu örnek göstermektedir ki sayısız hapishaneleri ve Sibirya’nın en uzak sürgün yerlerini tanıyan pek çok başkasının yaptığı gibi, kendini tamamen devrime vakfetmek Sverdlov gibi önderleri, proletaryamızın en iyi unsurlarını ortaya çıkarmaktadır. Eğer bu fedakarlık ruhu sürgün ve hapis koşullarında birbirleriyle insani ilişkilere girme ve örgütsel sorunları düzenleme yeteneğiyle birleşirse işte o zaman büyük örgütçüler yetişebilir.
İllegal çevrelerin, gizli devrimci çalışmanın, gizli parti çalışmasının özelliklerini hiç kimse Sverdlov kadar bütünlüklü biçimde cisimleştirip ifadeye kavuşturamadı. İçinden geçtiği bu pratik okul sayesinde ve sadece bu sayede Sverdlov ilk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin en ön sıradaki kişiliği mevkiine ulaşabildi; yani geniş proleter yığınlarının en önde gelen örgütçülerinin başında yer aldı. …
Tarih bize uzun zamandır gösteriyor ki, büyük devrimler, mücadele içinde büyük insanları öne fırlatmaktadır. O zamana kadar imkansız sanılan yeteneklerin gelişmesine imkan vermektedir. İllegal çevrelerin ve gizli çalışmanın okulundan,baskı altındaki bir küçük partinin okulundan,Turukhansk zindanından mutlak surette tartışmasız bir otoritenin çıkacağına kim inanırdı…
Böylesine çarpıcı bir örgütçü yeteneğini kendinde cisimleştiren bir insanın yeri doldurulamaz… Yakov Mihayiloviç’i yakından tanıyan hiç kimse, onun bitmek bilmeyen çalışmasını gözlemiş olanlardan hiç biri bu konuda tereddüt etmeyecektir: Yakov Mihayiloviç’in yeri doldurulamaz. O’nun kendi başına örgütlenme alanında yürüttüğü çalışma; insan seçimi ve bu insanların değişik alanlarda sorumlu mevkilerde görevlendirilmesi idi. Sverdlov yoldaşın kendi başına yönettiği işlerin her birini ayrı faaliyet dallarına ayırıp her birini farklı bir grup insana devrettiğimiz taktirde ve bunlar onun çizdiği yolu takip ettikleri müddetçe, ancak o zaman onun tek başına yerine getirdiği görevleri yerine getirmeyi becerebilirler…
Sverdlov yoldaşın anısı sadece bir devrimcinin davaya bağlılığının ebedi bir sembolü olarak kalmayacak. O sadece pratik kavrayış açıklığının ve pratik cüretin birleştirildiği bir örnek; kitlelerle tam bir bağlılığın ve onları yönlendirme kapasitesinin bir örneği olarak kalmayacak. Sverdlov yoldaşın anısı aynı zamanda ondan esinlenen ve sayıları hergün artmakta olan proleter yığınların durmaksızın ileri gitmelerinin, dünya komünist devriminin tam zaferine kadar yürüyüşlerinin de teminatı olacaktır.”