Turar Rıskulov – Sömürgeler Meselesi Bizim Başlıca Meselemizdir

PDF İzle & KaydetYazdır

turar_riskulov_dogu1-8 Eylül 1920 tarihinde gerçekleşen Baku Doğu Halkları Kurultayı’nın ilk günü yapmış olduğu konuşmadan…

Burada görüşülmekte olan sömürgeler ve milletler meselesi, bizim açımızdan muazzam önem taşımaktadır.

Kapitalist düzenin son yarım yüz yıllık hayatı, esasen bu sömürgeler ve milletler politikası üzerine bina edilmiştir. Kapitalist devletlerin son yarım yüz yıl içersindeki faaliyetlerini incelersek, görürüz ki, bu son aşama kapitalist düzenin tamamen yeni bir şekli olan tekelci kapitalizmdir. Ve bu aşamada kapitalist grupların ve tröstlerin ellerinde büyük pazarlar temerküzleşmekte [tekelleşmekte – T.D.] ve rekabet, ayrı ayrı kapitalist gruplar arasında sürdürülmektedir. 

Bu politika ve rekabetin sonucu olarak, sömürgelerin ve pazarların çılgınca işgal edildiğini ve bu sömürgelerdeki halkın zorla köleleştirildiğini görüyoruz.

Görüyoruz ki, siyah Afrika ve Asya kıtalarının toprakları, büyük devletler arasında daha hızlı biçimde paylaşılmaktadır. Bu sömürge politikaları sonucunda, bir taraftan bu politikaların başını çeken dünya devletlerinin çıkarları çatışmıştır. Ve iki birlik oluşturarak 5 yıllık bir savaş patlak vermiştir ki, Avrupa da yaşanan ve Doğu’da başlamakta olan sosyal devrim, bu savaşın sonucu olarak ortaya çıkmıştır. 

Burada, sömürge istismarının değişik biçimleri üzerinde durmanın anlamı yoktur. Çünkü biz bu aşamayı geçmiş bulunuyoruz.

Bir zamanlar, 2. Enternasyonal vardı… Sömürgeleştirme politikaları hakkında da konuşuluyordu… Ama, bunlar sadece kağıt üzerinde kalmaktaydı. Aslında oportinistler, büyük devletlerin işgal isteklerini takdir ile karşılıyorlardı. 

Günümüzde ise Doğu meselesi, tamamen farklı bir şekilde ortaya konmaktadır. Rusya’da proleterya diktatörlüğünün gerçekleştirilmesi, milli mesele konusunda Komünist Partisinin Leninci program ilkelerinin galip gelmesi ortamında görüyoruz ki, sömürgeler meselesi farklı bir açıdan değerlendirilmektedir. 2. Entenasyonal önderlerinde, ‘Doğu Halkları ,Avrupa Kültürünü Mahvedecekler’ şeklinde görülen korku, şimdi yoktur. Onlar, kendi burjuva iktidarlarının duygularını tahkir etmekten korkuyorlardı…

Komünist partisi ve 3. Enternasyonal de ise bu yoktur. Batı proletaryası’nın Doğunun devrimci hareketleri ile- Doğu nun işçi ve köylü hareketleri ile birleşmesi sloganı net bir şekilde ortaya çıkmış bulunuyor. Komünist akımın tüm ülkelerde güçlenmesine rağmen… 3. Enternasyonalin temellerini sarsan muazzam bir güç olmasına rağmen … Sosyalist devrimin zaferle sonuçlanmasına rağmen… – Sömürgeler meselesi (tarım politikası ile bir arada), bizim başlıca politik meselemizdir. 

Bu meselelerimizi doğru bir şekilde ortaya koyduktan sonra çözümlendirebileceğiz.

Şu sıralar Doğu’da, devrimci hareketin gerçekleştirilebilmesi ve emekçi kitlelerin sosyalist harekete entegre edilmesi açısından, gayet uygun şartlar oluşmuştur. Köylülerin, büyük devletlerin sömürgeci politikaları sonucunda içine düştükleri ve bulundukları durum, bunun ilk şartıdır. Beş yıllık savaş, sömürgelerde, büyük çapta dilencilik, istismar ve soyguna yol açmıştır. Sonuçta, sömürge emekçileri, isyanlara ve emperyalizme karşı devrimci çıkış yapmaya hazırlanmış bulunuyorlar.

Batı’daki sosyalist hareketin ise komünist nitelik kazandığı görülmektedir. Bizler ise Doğu’da net bir komünist hareket yönünde hesaplar yapamayız. Doğu’daki hareketler, küçük burjuva niteliği kazanmakta, milli mukadderatın tayini ve Doğu’nun birleştirilmesi yönünde gelişmektedir.

Fakat bu hareket, hiç kuşkusuz, sosyal ve tarımsal nitelikli bir harekete dönüşecektir. (Alkışlar) 

Komünist enternasyonal’in görevi, Batı’da kısmen oportinistlerin ve barışçıların etkisi altında bulunan işçi sınıfını onları etkisinden kurtarmak… Bilinçli komünizm taraftarları yetiştirmek,… Ve bunun yanı sıra, esas itibarı ile emekçileri birleştirerek Doğu’daki dağınık devrimci hareketlerin Batı’daki hareketlerle bütünleştirilmesi olmalıdır.Bu 3. Enternasyonal’in karşısında duran en büyük ve en önemli meseledir.

Burada da, bu meseleyi görüşmek üzere toplanmış bulunuyoruz. Kapitalizmin temellerinin en çabuk ve en keskin şekilde yıkılması amacı ile Batı ile Doğu’nun hızla ve en doğru biçimde bütünleşmeleri meselesini sonuçlandırabilmenin yollarını saptıyoruz.

DOĞU ÜLKELERİ İÇİN ÖRNEK!

3.Enternasyonal, Doğu halkları ile ilgili olarak yalnızca kağıt üzerinde kalmaksızın, çağrılarında ve sözü aşan pratiğinde şunu kanıtlamıştır ki, Doğu halklarının 50 milyonluk bir kittesi,”Sovyet egemenliğini kabul etmiştir. Eski sömürgelerden Türkistan’da, Kafkasya’da ve müslüman halkı barındıran diğer ülkelerde Sovyet cumhuriyetleri kurulmuş ve bu cumhuriyetler federe birimler olarak Sovyet Rusya ile birleşmişlerdir. Bu Sovyet Cumhuriyetleri, kültürel açıdan gelişmektedirler. Onlar kurtulmuştur ve kendi sosyal hayatlarını düzenlemektedirler. Bu, Komünist Enternasyonal tarafından başlatılmış bir iştir. Bu kenar cumhuriyetlerde yaşanmış olan değişim, tüm . Doğu için örnek teşkil etmektedir. Tüm emekçiler, yalnızca bizim çağrı ve fikirlerimize kulak vermekle kalmasınlar!.. Aynı zamanda, kendileri için örnek teşkil eden bu cumhuriyetlere dikkat atsinler!.. Komünist partisi, bu kenar bölgelerde, programının yalnızca Batılı proletarya için değil, Doğu için de uygun olduğunu kanıtlamış bulunuyor.

2. Enternasyonal taraftarları şunu kanıtlamaya çalışıyorlar ki, “Doğu’daki sömürgeler Avrupa’ya hiçbir zaman ayak uyduramayacak kölelerle meskundur. Öylesine geri kalmışlardır ki, hiçbir çalışma ve hiçbir gayret, onları harekete! geçiremez.”

Tüm bu çabalara rağmen görüyoruz ki, Avrupa burjuvazisi tarafından son derece düşük değer biçilen Doğu, komünizm ile bütünleşebileceğini kanıtlamış bulunuyor. Komünizmin ve Sovyet egemenliği’nin bizzat bu geri kalmış müslüman muhitinde yerleşmesi deneyiminde buna tanık oluyoruz. Kenar bölgelerindeki devlet düzeni modelleri ve ekonomik hayatla ilgili reformlar, hiç kuşkusuz, henüz kurtuluşuna kavuşamayan ve kurtulması gereken Doğu ülkeleri için örnek olacaktır.

Şimdiki aşamada, devrimci ve emekçi örgütlerin zayıf olduğu doğulu ülkelerde, hareket, doğal olarak milliyetçi- burjuva nitelikleri kazanmaktadır. Hareketin başını, Sovyet Komünizmi taraftarları değil, küçük burjuva devrimi ve demokrasi taraftarları çekmektedir.

Başlangıçta daha örgütlü olan bu hareket, elbette ki büyük ölçüde bize hizmet edecektir. Zira bu güç, itilaf devletlerine karşı- dünya kapitalizmine karşı eyleme geçmiştir ki, bu da bizim için büyük yardım teşkil edecektir.

3. Enternasyonal ve Komünist Partisi bu hareketi mutlaka desteklemelidir

Bununla birlikte söz konusu hareketin, emekçileri kesin olarak kurtaracak olan hareket olmadığını da ifade etmek zorundayız. Emekçi kitlelerin kurtuluşu, yalnızca sosyal devrim yolu ile gerçekleştirilebilecektir, işte bu nedenledir ki, Doğu’ daki, küçük burjuva devrimcilerinin kapitalizme karşı çıkış yaptıklarını, fakat komünizm ile de hiçbir ortak noktalarının olmadığını görüyoruz. Bunlar, ille ve de mutlaka, kendi otonom, milli cumhuriyetlerini kurmak istiyorlar. Fakat bu cumhuriyetler kağıt üzerinde kalacak ve hiçbir zaman bağımsız-otonom cumhuriyetler olmayacaklardır. Zira bu cumhuriyetler, ya burjuva kapitalist kampta ya da dünya proletaryası kampında yer almak zorundadır. Bu ikisi arasında başka bir yol yoktur. Gerçekler bunu kanıtlamaktadır.

Bu nedenledir ki, Doğu’da herhangi bir yerde – söz gelimi Türkiye’de veya bambaşka bir yerde, devrimci hareket yanlısı, fakat komünizm düşmanı gruplar, bağımsız devletler kurmaya çalıştılar, fakat başarılı olamadılar. Devletleri ortadan kayboldu Emperyalistlerin, dünya sermayesinin etkisi altına girdiler. Silahlarını, proletaryaya – Doğulu emekçilere çevirdiler. Dolayısıyla açıkça görülüyor ki, Doğu emekçileri için geriye bir tek seçenek kalıyor,: Komünist enternasyonal sloganı ve bayrağı altında birleşmek… Tarım devrimini hızla gerçekleştirmek. Toprak ve iktidarı ele geçirmek.. Halkların kendi gerçek kaderlerini belirleyebilmeleri, dünya sermayesinin zulmünden kurtulabilmeleri için tek çözüm, tek yol ve tek yöntem budur…(Alkışlar)

Yoldaş Lenin, Komüntern’in ikinci kongresine sunduğu tezlerinde, Komünist Partisi’nin ve 3. Enternasyonalin sömürgeler ve milletler meselesi ile ilgili görevlerini açıklamıştır. Gerçi kendisi, Doğu’da hiç bulunmadı ama,bu tezlerde her şey hayatın tam içinden almmışçasına açıklandı. Bu Tezler özellikle dünya sermayesinin boyunduruğundan kurtuluşun gerekliliği ve dünya sermayesi ile mücadele doğrultusunda, yalnızca komünist partilerin değil, ulusal burjuva akımlarının da mücadele vermelerine yönelik çağrıların önemini vurgulamaktadır. Bu tür milli burjuva akımları, bir ittifaka davet edilmektedir. Bununla birlikte bu tezlerde söz konusu akımların emekçilere nihai kurtuluşu sağlayamayacağıda gösterilmektedir. Bu hareketler kurtuluşa götüremez… Daha sonra da kurtuluşun sosyal temelleri açıklanmaktadır. Bu açıdan devrimin başlıca temeli olarak bizzat tarım ve toprak meselesi alınmaktadır.

Tüm emekçi sınıfların örgütlenerek, Batı proletaryası ile birlikte, dünya sermayesine karşı kararlı bir şekilde çıkış yapmalarının zamamı elbette gelmiştir. Yüzyıllar boyunca kapitalizm tarafından ezilen Doğulu halkların, bir zamanlar Avrupa’ya akıl veren ve sonunda bu Avrupa tarafından ezilen Doğunun ayaklanmasının ön şartı budur.

Doğu’nun derin katmanlarında muazzam bir güç saklıdır.Bu güç şimdi tek bir akım halinde şaha kalkmakta, komünist hareket ile birleşerek dünya sermayesinin ağalığını yıkmaya yönelmektedir.

Doğu’da emekçi önderler tarafından birleştirilmekte olan birçok komünist partinin kurulmuş olması, söz konusu gelişmelerin temelini oluşturmaktadır. Birçok Sovyet Cumhuriyetinin eski sömürgelerden meydana gelmesi de, bunu kanıtlamaktadır.

Şu an Doğu’lu halkların, Doğulu emekçilerin kurultayının yapılıyor olması da, bizim açımızdan bu temellerden biridir. Bu durum, yakın gelecekte başlatılacak olan güçlü ve muazzam bir hareketin eşiğini işaret etmektedir. Bu hareket, Batılı proletarya ile birleşerek dünya kapitalizminin tam kalbine nihai darbeyi vuracaktır.

Yaşasın dünya proletaryasının ve yer küre emekçilerinin önderi olan komünist enternasyonal!

Yaşassm 3. Enternasyonalin önderleri!

Yaşasın sermayeye karşı güçlü ve birleşmiş olarak çıkışa geçe Doğulu emekçiler!

Petrokrat 1920, sayfa 16-169… Seçme Eserler, Alma Ata, Kazakistan Yayınevi, 1989, sayfa 71-75

,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir