Sosyalist – 9 Mart 1971
Son aylarda girişilen eylemler, dört Amerikalı olayı ile yeni bir aşamaya ulaşmıştır Finans-Kapital, gençliğe karşı kanlı ve zâlim saldırıları ile bu aşamayı hazırlamış, kışkırtmış ve hızlandırmış bulunuyor.
Varılan bu noktada meseleyi çok yanlı olarak ele almak gerekmektedir. Amerikalıların kaçırılma olayında yayınlanan “Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu” imzalı bildirinin sahipleri, söz konusu eylemlerden bazılarını kendilerinin düzenlediklerini belirterek, olayların sorumluluğunu üstlendiler.
Eğer bildiriyi yayınlayan örgütün liderleri gazetelerde isimleri zikredilen ve aranmakta olan kimseler ise, uzun yıllar eylem içinde tanıdığımız bu kişilerin sonuna kadar namuslu, yürekli ve inanmış kimseler olduklarını söylemeliyiz. Aranmakta olan gençler, önce TİP’te, daha sonra gençlık örgütlerinde fedakarca mücadele etmiş, kimisi millî kurtuluş hareketlerinde düşman mermisi altında aylarca dövüşmüş, kimisi Türkiye’de Finans-Kapital’in her, türlü baskı ve işkencesine göğüs germiş kişilerdir. Haklarında “vur” emriyle aranan gençler burada belirtmeye gerek görmediğimiz sayısız durumlarda, işkenceye tahammül, eylemde cesaret, mertlik v.b. bakımından çeşitlı sınavlardan başarı ile geçmişlerdir. Bu arkadaşların namuslu ve yiğit kişiler olduklarını hiç kimseyle tartışmayız.
SOSYAL DEVRİM PROBLEMİ
Bilimcil sosyalizme göre: Sosyal devrim, modern tuplumda tümüyle bütün millet katlarını sarmış bir bunalımın ürünüdür. Ne bir zümrenin ne bir sosyal sınıfın, ne de hatta bir çok sosyal sınıfların teker teker veya birkaçı birleşerek yapabilecekleri işlem ve eylem değildir.
Ancak çağımızda, kapitalizmin genel bunalımlar aşamasını yaşıyoruz. Kimi yerde, kimi şartlar altında, o kan ve irinle şişmiş emperyalist kan çıbanının incelen pis zorbalık kabuğuna en ufak bir iğnenin batırılması, çıbanın patlamasını ve akmak için basıncı, ateşi yükselten İrinin boşalmasını sağlayabilir. Daha doğrusu yer yer sağlayıp duruyor.
Gençliğimizin coşkun eylemcileri, besbelli, ne denli azlık ulurlarsa olsurlar, kokuşmuş Finans-Kapital tahakkümü çıbanına batıp onu delmek, insanlarımızı vurgundan, ezgiden kurtarmak için çelik bir iğne olmak girişimindedirler. Dünyanın çeşitli geri ve hatta ileri ülkelerinde bu gibi girişimler için her gün yeni yeni örnekler, uygulamalar patlak veriyor.
SİLÂHLI PROPAGANDA
Özellikle Latin Amerika’da geliştirilen silâhlı propaganda metodu, işçi sınıfı içinde kök salmış bir Marksist-Lenininst parti olmaksızın, bir grup devrimcinin silâhlı mücadeleye geçmesi şeklinde ortaya çıktı. Silâhlı propaganda çoğu kez şehir veya kır gerillası halinde somutlaştı.
“Gerilla savaşı”, “çete harbi”, “partizan hareketi” vb. adlarını alır. Şüphesiz, her ülkenin kendi sınıf yapısına ve devrim koşullarına göre değişir. Ülkedeki Marksist-Leninist parti gerilla mücadelesine karar verebilir. Mao’nun kır gerillası ya da İkinci Dünya Savaşı’nda Fransız Komünist Partisi tarafından önerilen ve patriotlar aracılığı ile yürütülen “maquis” adlı çete savaşı eylemleri buna örnektir.
Kır Gerilla Fokosu: Bir gerilla fokosunun (ocağının) belirli bir bölgede feodallere, hükûmet kuvvetlerine karşı silâhlı mücadeleye girişmesidir. Foko şeklinde başlayan gerilla mücadelesinin zamanla bir halk savaşına dönüşeceği, o fokonun ise bu süre içinde oluşacak halk ordusunun çekirdeği olduğu yer yer taktikleştirildi hatta teorileştirildi.
Regis Debray tarafından ortaya atılan bu tezin pratikteki geçersizliği kimi uygulamalardan sonra bizzat Debray tarafından teslim edildi.
Şehir Gerillası: Geçmişte örnekleri görülen ve çoğunlukla kentlerde çalışan yeraltı direnme örgütlerinin çalışma biçïmlerinin günümüzde aldığı yeni biçimdir. Özellikle Lâtin Amerika’da, foko tarzında yürütülen kır gerillası başarıya ulaşmayınca, gerillalar çalışmalarını kırlardan şehirlere kaydırmışlardır. Ve bu yoldan geçerek, silâhlı propagandayı yürüterek, halk savaşına ulaşmak amacını gütmektedirler.
Biliyoruz ki, Lenin’in devrimci teoriye en büyük katkılarından biri parti konusudur. Bu nedenle, Leninist bir biçimde örgütlenmemiş, işçi sınıfının içine derin kökler salarak, gerçekten de işçi sınıfının yüksek çıkarlarını demokratik merkeziyetçi bir işleyişle temsil eden bir önder örgüt olmadan girişilecek her mücadele, işçi sınıfindan uzak ve ayrı kalabilir. Kitle içinde propaganda çalışmasının silâhlı yolla yapılıp yapılmayacağına, yapılacaksa bunun zamanına ait kararı da ancak böyle bir parti koordine edebilir.
Babil artığı tefeci-bezirgan zümreden küçük burjuvaziye sızan sayısız hastalıklar sol kamp içinde yıllardır kendini göstermektedir.
Solda kışkırtılan keşmekeş, birçok yiğit genci bu yola sürüklemiştir. Bu arkadaşlar, başka ülkelerde izlenen yolları uygulamak yoluna gitmişlerdir. Bugüne dek birçok revizyonist ve karyerist sosyalizm bezirgânı tarafından aldatılan gençlerden bir kısmı çıkar yol olarak silâhlı propagandayı seçmişlerdir. Bu nedenle, girişilen bu tutumun sosyal nedeni Finans-Kapital ve Hacıağa zorbalığı ise, politik nedeni ve suçluları sözkonusu karyerist – oportünist, kaşarlanmış kliklerdir. Ayrıca “hemen silâhlı mücadele” çığlıkları atan veya bu eylemleri şak şak tutan ne idüğü belirsiz salon sosyalistleri de gençlerin devrimci heyecanını sömürmektedirler.
İçinde bulunduğumuz kargaşada böyle durumlar olacaktır. Ayrıca CİA da şu ya da bu şekilde bu veya benzeri durumları teşvik edecektir.
İşçi sınıfının devrimcilerine düşen görev nedir? T.İ.P. yönetici oportünizmine, şu ya da bu revizyonist – karyerist kliğe bakarak, küçük burjuva dalkavukluğundan midesi bulunan gençliği her şeyden önce anlamaktır. Ondan sonra serin kanlıca Marksist – Leninist yolu gerçekleştirmek görevimizdir. Marksist – Leninist yol işçi sınıfı içinde yeşerip, büyüyecek, güçlenecek sapmasızalternatiftir. İşçi sınıfı sosyalizmi, bütün halk yığınlarının modern önderi olan işçi sınıfına dayanabildiği ölçüde tutarlı ve güçlü olur.
Proletarya devrimcileri, sağlı, sollu sapmalara karşı, gerçek alternatifı, yani Marksist – Leninist yolu yaratabildiği ölçüde başarı kazanır.
Bu başarının birinci şartı ise, çelik disiplinli PROLETARYA PARTİSİ’ni yeni aşamada reorganize etmek yani geçmişin kazançlarını geliştirerek yeniden örgütlenmektir.