Hikmet Kıvılcımlı’nın yaşamı sırasında yayınlanmayan bu makalenin Eylül 1966’da kaleme alındığı öngörülmektedir.
I
Başgardiyanı Vurdular (Güney Afrika Cumhuriyetinde)
Dr.Hendrik Verwoerd bıçaklanarak öldürüldü. Bu dil dolaştırılan adın sahibini dünyamız yeni öğreniyor. Ama o bir hapisanenin başgardiyanı kadar yaman ve meşhurdu Güney Afrika Cumhuriyetinde. Kim öldürdü onu? Yunan asıllı, 8 Dil bilen Dimitri Stefandas adındaki bekçisi. Niçin öldürüldü? Hapishanelerde başgardiyanlar niçin öldürülürler? Mahpuslar kurtulsun diye değil. Ya esrar kaçakçılığı, ya kumar oynatma rekabetleri yüzünden.
Bilinen bir şey var :Hendrik Frensch Verword yalnız karaderililerin değil, asıl “kırmızı boyunlular”ın (güneşte kızarıveren suratlı İngilizlerin: Rocinek‘lerin) anadan doğma can düşmanıdır. Dünyaya geldiği gün İngilizlerle Boerler arasındaki ilk Emperyalist savaş patlamıştı. Felemenk’in Amstardem adlı başkentine yakın bir Hollanda köyünde bakkallık eden babası, savaştan bir yıl sonra, 1903 yılı çoluk çocuğu ile Kap’a göçtü göçeli, oğluna misyonerlikten çok İngiliz gaddarlığının yerimini öğretti. O yüzden İngiltere’de okuması için sunulan çıkarlı, bir bursu Verword redetti. 1927’de evlendiği eşi Beti, oğlu ile iki kızından hiçbirisinin, hiçbir karaderili tarafından yıkanıp yatağa yatırılmadığı ile övünürdü. 1933 yılı Milliyetçi Başvekil Barry Hertzog Afrikalı Smuts ile bir pakt imzalayınca, Verword onu İngiliz maşası saydı ve hemen aşırı milliyetçi “Breederbend” (Kardeşlik) gizli derneğine yazıldı. Genç Avukat Strijdom’la birlikte İngiliz düşmanı Die Transvaler gazatesinde Hitler’i alkışladı. İngiliz Kralı George V 1947 yılı Güney Afrika’yı ziyaret ederken , okuyucularına yalnız şöyle bir notla: “Yabancı ziyaretçinin biri” Johannesburg şehrini falan filan sokaklarında tıkanıklık yapabileceğinden ,yolu düşenlerin oralardan geçmemesini haber vermekle yetindi. 1948 yılı Ak ırkçılar iktidara gelip Verword Dışişleri Bakanı olur olmaz, Güney Afrika’da insanlar resmen derilerinin rengine göre sınıflandırıldılar. Her şehirde Ak’lar, Kara’lardan başka “Açık renkli boyalı (Coluered)” lar nasıl ayrılacak diye Hükümet Komiteleri boşu boşuna denemelere kalkıştılar. Kara’larla Ak’lar ayrı ayrı gişelerden pul alacaklardı. Oralarda karşılaşmaya hakları yoktu. Ceza görürlerdi.
Verword’ün İngiliz düşmanlığını neden o denli ilginç buluyoruz? Verword bundan 6 yıl önce de gene bir suikaste uğramıştı, ağzı burnu kan içinde televizyon filmine çekilmişti. Hür Anglosakson ülkelerinde insanlar (Amerika’da Kennedy gibi) popüler Cumhurbaşkanı iken bile böyle alengirli kim vurduya getirilirler. Ve Batılı meşhur Adalet, “Bir masumu cezalandırmamak için yüz suçluyu beraat ettirecek” kertede ince insaniyetli olduğundan, çoğu büyük adamları ya kimin vurduğu kayıplara karışır (Fransa’da geçen yıl Fas muhalefet lideri Ben Barks’nın ölüsünün dahi Paris’in göbeğinde yer yarılıp ,yerin içerisine girmesi gibi), yahut öylesine bol bekçili ulu kişileri hep akıldan sakat katiller öldürüverirler (Fransız Cumhurbaşkanı Doumerg’i vuran Ak Rus’un asıl adının bilinmediği gibi)…
Verword’u vuran tutuldu. Öldüren de ölen gibi İncil’i Şerif okumaya düşkündür. Katilin babası Akderili Yunanlı, ama annesi Amelie William bir melez kadındır. Kendisi bir, Almanya’nın Frankfurt şehrinde Gothe Enstitüsü’nde öğrenci görülür; bir İsrail devletinde sınır dışı edilmiş bulunur.Kimi yıllarca deniz adamlığı eder,kimi Beria’da sekiz günlüğüne itfaiyeci olur. Başıboş, işsiz güçsüz o ülkeden ötekisine sürttükçe hep, ya Portekiz’in (İngiliz gölgesinde yaşayan açık Diktatörlüğün), ya Yunanistan’ın (İngiliz hanedanından bir kralın ve İngiliz paralı Hambro Bankasının egemenliği altında yaşayan kapalı Diktatörlüğün) konsolosluklarından şefkat dilenip ,yardım görür. Lisbonne’de ve Lourenço Marques’te iki defa akıl hekimlerince muayaneden geçirilir. İkisinde de “zararsızdır” denilip koyuverilir. Bir de bakarsınız ,ev sahibinin pek “karanlık, düzensiz, gururlu, acı” bulduğu Dimitri Stafendas “büsbütün de ak” olmadığı halde, Güney Afrika Ak’lar Parlamentosuna meclis kapıcısı yazılmış. Verword, tam Mozambik’ten Malavi’ye dek bir Afrika “Ortak Pazar”ı kurmak üzere beklenen söylevini Meclis’e vereceği dakikada, Parlemonto üniformalı Dimitri acale yanına koşar, ince çelik hançerini çeker, 10 saniye içinde 4 vuruş…. Bakarsınız, İngiliz düşmanı ak Verword bir varmış, bir yok olmuş.
II
Ak Gardiyanın Kara Yüzü
Önemli olan “Güney Afrika Cumhuriyeti” denilen, 14,6 Milyon nüfuslu ve İngiliz Krallığından 5 kere büyük ülkenin, bir üstü açık Emperyalizm zindanı oluşudur. Bu zindanda Ak derili (İngiliz, Hollandalı, Portekizli) 3 Milyon gardiyan vardır. Geri kalanlar Afrikalı (Bantu’lar, Zulu’lar, Boşiman’lar, Hattonta’lar) ile Japon, Hint, Pakistan Asyalı’larıdır. Ülke Dünya küremizin güney yarısındaki bir Akdeniz iklimini yaşar. Ne var ki, insanların her 5 kişi de 4’ü toprakların yüzde 13’ü kadar yere itilmiş, hapsedilmişlerdir. Bereketli Cap Ovaları, Transvaal yaylası, zengin elmas, altın, manganez madenleri 5’te 1 kişi bile tutmayan Ak gardiyanların tekelindedir. Yerli kara insan oralara meşhur tezkeresi görülmedikçe sokulmaz. Tezkerede; kimlik cüzdanı, vergi makbuzu, işveren sertifakası gibi 20 kadar belge, bizim jandarma usulü ile bir tamam görülmezse, Kara insan kanunca, nizamca şuradan şuraya adımını atamaz.
Bu ne idi? Kapitalizm dünyayı sömürürken, Kara Afrika’nın kuzeyini, batısını Fransa ısırdı; doğusunu, güneyini İngiltere yuttu. Dünya çapulunu paylaşamayan Ak haydutlar, daracık, puslu Avrupa’da Birinci ve İkinci Cihan Savaşları ile birbirlerini yerlerken, Kara insana sığındılar. Savaş bitince Kara’lar hak istediler. Ak’lar “vermeyiz” diyemiyorlar, soygunlarını sağlama bağlayıncaya dek, Kara Kıtayı paramparça ederek, seçtikleri Ak veya Kara gardiyanlarla dolaylıca sömürecekler. 94 bin kilometrelik Birleşik Krallık’ın (İngiltere +İskoçya+Wales+Kuzey İrlanda) Sosyalist İşçi Partisi 1 Milyon 850 bin kilometre karelik Güney Afrika’yı 7 parçaya bölmüş, 30 milyon Kara’yı köle mahpus etmiş: “- Nasıl dokunurum Ak gardiyanlarımın hürriyetine?” diyor…“Böl ve Hükmet !”
Kara’lar üstünde Ak’ların gardiyanlığına “Apertheid” adı verilmiş. 1954-58 yılları Güney Afrika Bakanı olan Ak Stripdom Aperthied “ideoleji”sini şöyle yazmıştı:
“Herhangi bir ülke ulusunun öğündüğü gibi Ak’lar mirasları ile öğünürler. Onun için ve göçebileceğimiz başka bir ruhçul vatanımız bulunmadığı için, Güney Afrika’da barınmaya ve Ak kalmaya kararlıyız.”
İyi ama, sizden binlerce yıl önce bu toprakları miras almış ve sizden 5-6 kat kalabalık Kara’lar nereye göçebilirler, siz dün geldiğiniz anayurdunuz Avrupa’ya dönemezseniniz? Ne olur kardeş kardeş geçinseniz, Ak’larla Kara’lar? Hayır.
“Nüfus bölümleri hesabedilince besbelli olur ki: Siyasal ve Sosyal alanda tam bir eşitlik, Ak’lara kimliklerini yitirtir.Ak olmayanların sayıca üstünlükleri Tufan gibi boğar Ak’ları.” dedi Bakan.
Demek bir avuç dağdan gelmiş Ak, yığınla bağdaki Ak olmayanı boğacak. Hem de dünyaya “Hürriyet, Demokrasi” dersleri dağıtacak . Hani ya Ak’lar Nazi ve Faşist zulmüne karşı Ak olmayanlardan yararlanmıştı ?… Geçti Bor’un pazarı: Şimdi Ak’lar anlaşmışlardır. Hani ya Ak’lar, Kara’lara Medeniyet getireceklerdi?
“30 yıl önce, Ak’lar ayrı bir bütün olarak yaşayıp gitmeleri gerçek problemler ortaya atmıyordu. Çünkü Ak olmayanlar ilkel bir ulustular ve Ak’ın Ülke güdücüsü durumunu koruması kolaydı. O zamandan beri Ak olmayanlar yavaş yavaş geliştiler.” diyor Bakan.
Niçin Ak’ların gelişmesi iyi, Kara’ların gelişmesi suç? Gelişme nasıl önlenecek?
“Sonuç olarak, hem Kara’ların siyasal özlemlerine bir çıkar yol vermek, hem Ak’ların üstünlüğü nü korumak için tek çözüm, ayrı ayrı bir gelişim politikası uygulamaktır. Bu politika hadlerine göre, Ak olmayanlar, evrim derecelerine uygun Akort edilerek, kendi arazileri içinde, Ak’ların vasiliği altında siyasal ve başka haklarını elde edeceklerdir. …Hükümet yıllık bütçesinin pek önemli bir payını Ak olmayanların maddecil, siyasal ve ruhçul gelişimlerini kolaylaştırmaya tahsis etmektedir. ”
Böyle konuşuyor Apertheid sözcüsü. 473 bin kilometre karelik topraklarını en iyi 420 bin kilometre karesi, Kara sahiplerinin elinden alınmış. 53 bin kilometre karelik dağ taş içine bütün millet hapsedilecek. Ak gardiyanların insaf ve çıkarına göre, “bütçe” ödeneğinden “siyasal ve ruhçul” hak lütfedilecek… Bu miras bizim politikacı Tefeci-Bezirgân -Ak‘larımızla, Kara-halkımızın “ilişki”lerini andırıyor mu?
“Cumhuriyet” adını alan Güney Afrika hapishanesinin baş gardiyan vuruldu. Kara mahpuslar hücrelerinde sıkıştırılacaklar. Sömürge-hapishaneler umum müdürleri, sosyalist “İşçi Partisi” Emperyalist ajanları sağ olsunlar. Başgardiyan mı bulunmaz ?
Emperyalist batılı devletler günümüzde olduğu gibi geçmişte de kara afrikayı, Latin Amerikayı Asyanın yoksul ülkelerini hep sömürmüş, yeraltı yerüstü zenginliklerini kendi tekellerine almıştır. Her yerde olduğu gibi halkaları birbirine düşürerek veya sözde o ülkelerde olmayan demokrasiyi götürme adına işgalller yapmıştır. Tüm sömürülen ulusların kurtuluşu, yoksulluktan kurtulması emperyalizme karşı savaşmaktan ve birleşik sosyalist bir cephe oluşturmaktan geçer.