Sosyalist – 20 Nisan 1971
Devalüasyonunun (paranın değerinin düşürülmesinin) dış baskılarla yapıldığını, Karaosmanoğlu Devlet Bakanı olarak bir kere daha göze batırdı.
“1967-70 yılları arasında yurda giren 112,9 milyon dolar yabancı sermaye, 121,9 milyon dolar kâr transfer etmiştir (aşırmıştır).”
Demek halkımızın 100 kuruşunu bir gecede 33 kuruşa düşüren güç “dış baskıdır”. Yalnız dış baskı mı? Hayır. Karaosmanoğlu diyorki: “Bundan sonra çeşitli ticarethanelerin (parababalarının şirketleri) verdikleri belgeler, aldıkları krediler, yararlandıkları imkânlar kontrole tabi tutulacaktır.”
Demek “etki” sadece dıştan gelmiyor. “Kontrole tabi tutulacak” yılan yerli parababaları da “etki”, diyor.
Açıkça dışta yabancı, içte yerli parababaları Türkiye’nin ekonomisine hükmedip halka göz açtırmıyorlar.
Karaosmanoğlu işin burasına akıl erdiremiyor. Sadece bunları “kontrol” etmeyi öneriyor. Devletçiliğimiz bu “kontrol” işini oldu olası yapar. Bir türlü “kontrol” edemez. Etmez. Daha çok “Sanayii teşvik” adıyla yerli parababalarını semirtmek görevinden öteye gidemez.
Karaosmanoğlu kangren olmuş yaraların hiç olmazsa bazılarını teşhis edebilmiş. “Boraks’tan başka devletleştirilebilecek stratejik madenler henüz tesbit edilememiş. Bu konularda, bazı sektörlerin göstereceği çaba ve madenlerin miktar ve ekonomideki önemleri, devletleştirip devletleştirilmemesi kararında etkili olacaktır.”
Karaosmanoğlu “Borakstan başka devletleştirilecek maden tesbit” edememiş. En stratejik, yurdumuzun can damarı petrol yabancı şirketler tarafindan çapul ediliyor. Bu her nedense “tesbit” edilememiş. Dış ticaret adına binbir dalaverayla halkı soyan şirketler de gözden kaçmış.
Asıl Karaosmanoğlu’nun es geçtiği bütün bu şirketlerin banka musluklarından hiç söz edilmemiş. Yerli ve yabancı parababaları şirket ve banka çatısı altında yuvalanmışlardır. Balık buradan kokmaktadır. Bu iş sadece “kontrol”le geçiştirilemez.
Perde aralanınca yerli yabancı parababaları ciyak ciyak bağırmaya başladılar. İstanbul Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Ertuğrul Soysal ıvırıp kıyırttıktan sonra sanayicilerimizin Karaosmanoğlu’nun sözlerine “çok kırıldıklarını” söylüyor.
Ekonomik krize çözüm; yerli-yabancı parababalarının “kredi musluğu” olan bankaların, dış ticaretin, ağır sanayinin yeraltı ve yerüstü madenlerimizin millileştirilmesi ile mümkündür.
Meclisteki halk düşmanlarından bu işleri bekleyemezdik. Ya peki, bu kabine yapacak mıdır? Şüphesiz ki, hayır.
Biz, İşçi Sınıfı sosyalistleri olarak bu gerçeği biliriz ve emekçi halk kitlelerine kendi programımızı, hedeflerimizi anlatırız. Bir takım refoım yutturmacalarıyla halkımızın aldatılmamasına çalışırız.
Proletarya öncülüğündeki halk kitleleri bilfiil mücadele ederek iktidara gelecekler, yani devrimin zaferini gerçekleştirecekler ve kendi programlarını uygulayacaklardır. Bundan kimsenin şüphesi olmaya.