
İşçi ve köylü yoldaşlarımız!
Rus devrimi on beş ay önce başladı. Devrimin ilk günlerinde Rusya’da bütün iktidarı büyük toprak sahipleri ve burjuvazi ellerine geçirip eski Rus politikasını yürütmeye devam ettiler. Onlara Kerenski, Çeretelli, Çheidze gibi sahte sosyalistler yardım ediyorlardı.
Ama Rusya’da işçi ve köylüler düşmanlarını çok geçmeden anladılar ve özgürlük adı altında kendilerine vurulan yeni zincirleri koparıp attılar. Rusya’dan kovulan Gürcü soyluları Çeretelli, Çhenkeli, Çheidze gibileri, Kafkaslarötesi’nde yerleşip bu kez Müslüman beyzadeler ve hanları, Ermeni milliyetçi Taşnakları ile birleşerek, Kafkaslarötesi emekçi sınıflarına karşı en adi, iğrenç ve hain politikalarını yürütmeye başladılar.
Toprakları köylülere dağıtmak yerine, hemen kendi savunmaları için silahlı kuvvetlerden birlikler, tümenler meydana getirmeye koyuldular, bunları donatıp köylüleri bastırmak üzere seferber ettiler. İşçilerin durumlarını iyileştirmek yerine, barışçıl amaçla düzenlenen işçi mitingleri Tiflis’de bu tümenler tarafından kanla bastırıldı.
Kafkasya Kurucu Meclisi (Seym) oluşturuldu ve bu meclis her milletten oluşan emekçi sınıfına karşı utanç verici, hain ve rezil bir politika uygulamaya başladı. Bu politikanın sonucu olarak… Kafkaslarötesi Rusya’dan koparılarak Türk savaşçılarının ellerine teslim edildi. Kendilerine sosyalist süsü veren Menşevikler, beyzadelere karşı ayaklanan Müslüman köylülerle birleşmek yerine, bu beylerle anlaşarak, bunları silahla donattılar, durumlarını düzelttiler ve onlarla birlikte Kafkaslarötesi’ni Türk paşalarına satarak teslim ettiler. Kafkaslarötesi’nin Rusya’dan koparılması gibi rezil bir anlaşmaya Taşnaklar da katılıp yaptıkları ihanetleri, Ermeni halkının geleceğinden endişe duydukları iddiasıyla örtmeye, gizlermeye çalıştılar. Evet, Menşevikler Müsavatçılardan korkuyor, Taşnaklar Menşeviklerden çekiniyor, Müsavatçıların ise Taşnaklardan ödleri patlıyor. Bunlar kendilerini haklı çıkarmak için bunu ileri sürüyorlar.
Gerçek olan şudur ki, bu partilerden hiçbiri halkların öfkesinden korkmuyor. Türkiye’ye sattıkları Kafkaslarötesi’nde yaşayan işçi ve köylülerin öç almalarından çekinmiyorlar.
Baku proletaryası herkesten önce, Rusya işçi-köylü Ekim Devrimi’ni desteklediğini, onunla dayanışma içinde olduğunu açıkladı, Kafkaslarötesi komiserliğine ve kurucu meclisine karşı mücadele edeceğini ilan etti. Baku proletaryası bugün de şerefle elinde tuttuğu Sovyet iktidarı bayrağını yükselterek, Kafkaslarötesi’nde yaşayan işçi ve köylülerin özgürlüğü ve mutluluğu için savaşmaya hazırdır.
İşte, Müslüman beyzadeler ve hanlarla, başlarında Çhenkeli ile Çheidze olmak üzere Gürcü prensler ve soylu kişiler, Bakü proletaryasından böylesine nefret ediyorlar. Bunun için Batum’da Türk-Alman eşkiya çeteleri ile görüşmelere başlar başlamaz, ağızlarınana ilk aldıkları şey Bakü olmuştur.
Köylü kardeşlerimiz, Müslümanlar, Ermeniler, Gürcüler ve Rusları Tüm Kafkarlarötesi işçi yoldaşlarımız!
Sizlere bir çağrıda bulunuyoruz: henüz vakit varken, sizi ezen zalimlere ve hainlere karşı ayaklanınız! Beylere, hanlara, bunların uşakları olan Menşeviklere karşı, Ermeni köylülerinin en zorlu günlerinde mevzilerini korkakça teslim ederek, halklarını uçurumun kenarına iten Taşnaklara karşı ayaklanınız!
Kardeşler ve yoldaşlar!
Baku işçileri milliyet farkı gözetmeden, Rus olsun, Ermeni olsun, Müslüman olsun, Gürcü olsun, hepsi de elindeki silâhla ölmeye hazır olup iç ve dış saldırganlara, ve de kendilerini boyunduruk altına almak isteyenlere karşı kanının son damlasına kadar savaşacak, işçi ve köylülerin özgürlüklerini savunacaktır!.
Köylü kardeşler!
Yalancılara inanmayın, Türk ordularını Baku’ye Müslüman köylüleri savunmak için çağırdıklarına sizleri inandırmaya çalışan Müsavatçılara ve Menşeviklere inanmayınız! Beyleriniz, hanlarınız, Gürcü prensleriniz Türklerin gelişini niçin sabırsızlıkla bekliyorlar? Müslüman ve Gürcü asıllı köylülerin daha rahat yaşamaları için mi sanıyorsunuz? Asla! Türk hakimiyetinden sadece derebeyleri yararlanacaktır; bunlar elbetteki köylülerin elinden tekrar toprağı alacak ve emekçi halkı eskisi gibi ezecek ve sömürecektir. Türk hakimiyeti, derebeylerin zaferi ve tüm Kafkaslarötesi işçi ve köylülerinin mağvolması demektir.
Baku proletaryası Kafkaslarötesi’nde beysiz, prenssiz, Ermeni milliyetçiler olmadan işçi ve köylü, Sovyetler hükümetini kurmaya çalışıyor. Bu hükümet tüm Rus proletaryası ve köylülüğü ile birleşerek Kafkaslarötesi’nin Rusya ile olan bağlarını savunacak, hangi milliyetten olursa olsun derebeyler ve kapitalistler iktidarını yıkacak ve tüm Kafkaslarötesi’nde işçi -köylü kardeşliğini kurabilecektir.
Ama yüzyıllar boyu kanınızı emen derebeyleri bunu istemiyorlar, Türkleri imdatlarına çağırdılar, Kafkaslarötesi’ni devrimci Rusya’dan kopardılar… halkı mahvolmaya terk ettiler.
Tüm Kafkaslarötesi’nin köylü kardeşleri, işçi yoldaşları!
Düşmanlarımız bize karşı savaş açtı, bize karşı yürüyorlar!
Zalimler -beyler, prensler, ağa ve tüccarlar cephesine karşı siz de her milliyetten ezilenlerin birliğini kurunuz.
Baku proletaryası üzerine yürüyen kana susamış canilere karşı ayaklanınız!
İçimizdeki hainleri yok edersek, güçlerimizi kardeşçe bir birlik içine toplarsak, hiçbir Türk gücü bizi yenemez.
Silah başına, köylü kardeşler!
Baku Sovyeti’ne karşı, Kafkaslarötesi’nin tek özgür toprak parçasına karşı ne kadar karanlık güçler varsa, hepsi de silahlanmış ve saldırıyor.
Baku Sovyeti bayrağı, özgürlük bayrağı, emekçilerin kardeşlik bayrağıdır. Hepiniz kızıl bayrağımızın altında toplanınız!
Beyleri, hanları, prensleri, kapitalistleri alaşağı edelim!
Yaşasın her milliyetten işçi ve köylülerin kardeşliği!
Bütün topraklar köylülere, bütün iktidar emekçilere!
Kahrolsun Türk boyunduruğu, yaşasın devrimci Rusya ile ittifak!