Ariel Şaron ve Recep Tayyip Erdoğan, 1 Mayıs 2005 tarihinde Kudüs’te biraraya geldiler. O zamanın BBC Türkçe haber sitesinde, buluşma şu şekilde haberleştirildi.
“İktidara geldiğinden beri ilk kez İsrail’e giden Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Başbakanı Ariel Şaron’la dün Kudüs’te biraraya geldi.
Erdoğan: Arabuluculuğa hazırız
Erdoğan bugün de Filistin lideri Mahmud Abbas’la görüşecek.
Erdoğan Şaron görüşmesinde, ülkeler arasındaki işbirliğini güçlendirmek için direkt telefon hattı kurulmasına karar verildi.
Hattın kurulacağına dair açıklama İsrail Başbakanı Şaron’dan geldi. Anadolu Ajansı’nın haberinde göre, Başbakan Erdoğan, Ariel Şaron’dan, Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas’ın ‘elini güçlendirmesini’ de istedi.
İsrail Başbakanı Şaron’un ise Filistin tarafında terörün tam anlamıyla durmadığını ve yeterli karşılıklı güvenin tesis edilemediğini vurgulayarak, “Mahmud Abbas terörü bütünüyle durduracak güce sahip değil” dediği belirtildi.
Erdoğan’ın İsrail ziyareti kapsamında, iki ülke arasında sınai araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde işbirliğiyle ilgili bir anlaşma da imzalandı.
Başbakan Erdoğan’ın bugün de Batı Şeria’da Filistinli liderlerle biraraya gelmesi bekleniyor.”
Biraraya gelişin ardından yapılan açıklamanın tam metni ise şu şekilde:
“Ariel Sharon: Biz, Sayın Erdoğan’ı, karşılamaktan büyük memnuniyet duymaktayız, Türkiye Başbakanını. Türkiye büyük bir ülke, 70 milyon nüfuslu. Bölgemizde merkezi konumda bulunan önemli bir ülke. Türkiye’yle dostluk ilişkilerimiz mevcuttur. Türkiye Başbakanının saygıdeğer heyetiyle beraber gerçekleştirdiği ziyaretin, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da güçlendirilmesi yolunda daha da güçlendirilmesi yolunda büyük katkıları olacaktır. Bu ziyaret Ortadoğu’da çok olumlu bir ortamın oluşmasında ve siyasi sürecin gelişmesi yolunda ve Tanrının izniyle barışın tesis olması için büyük bir adım olacaktır. Kudüs’e hoş geldiniz. Yahudi Milletinin başkenti ve İsrail’in başkenti Kudüs’e hoş geldiniz. Hoş geldiniz.
Tayyip Erdoğan: Ben de özellikle Ortadoğu’daki barış sürecine katkıda bulunmak ve özellikle Filistin-İsrail arasında on yıllardır devam eden bu olumsuz süreci her iki ülke ve halkı için barışa…”