Neden mi Özgecan?

PDF İzle & KaydetYazdır

gundem-anneKadın düşmanlığının zirve yaptığı yıllardayız. Kadınların yaşamı üzerine çok sayıda kişi, ortaçağcı gericiliğin ortaya çıkardığı zihniyetle gerek fiziki, gerekse manevi olarak kadına saldırıda bulunmakta.

Bir sene önce, bu saldırıların en zalim şekilde uygulananı meydana geldi. Mersin’de üniversite okuyan Özgecan Aslan, faşist zihniyete sahip kişiler tarafından tecavüz edilerek katledildi. İnsanların böyle iğrençliklere bir dayanma sınırı vardır, o sınırın aşıldığı bir olay oldu Özgecan’ın katliamı. Diğer yandan, Özgecan gibi katledilen yüzlerce kadın oldu. Ancak kadın örgütleri dışında toplumsal olarak protesto edilme noktasında yaygınlık olmadı.

Neydi Özgecan’ın katliamındaki tepkinin sebebi? Yoksa vurdumduymaz bir hale mi gelmiştik? Kadınların katledilmesini kanıksayan deliler miydik?

Türkiye’de parababaları tarafından güdülen klavye başı siyasetin buna cevabı, Özgecan’ın da, Suruç ve Ankara’da katledilenlerin de, hatta Taksim-Gezi isyanında katledilenlerin de unutulduğu yönündeydi. Onlara göre kendileri dışında herkesin duyarsız olduğu bir toplum vardı. Çürümüştü, umut kesilmişti.

Bizce bu yazılan senaryoda bir eksiklik var. O eksik ise, insanları harekete geçiren bir çağrı idi.

Özgecan’ın annesi Songül Aslan’ın katliam sonrasındaki protesto çağrısı pek hatırlanmaz. Ancak Songül Aslan, kızının uğradığı haksızlığa karşı haklı bir feryatla insanları protesto etmeye çağırmıştı. Süslü kelimeler kullanmadı, tek bir cümle kurdu: “Sokağa çıkın”

Songül Aslan, bugün bir faşist ve kadın düşmanı olan katilin parababaları adaletince olsa da ceza alması konusunda üstüne düşeni yapmıştır. Bu önemli eylemi unutulsa da, hafızamızın bize ihanet etmediği derecede, bunu hatırlatmak istedik.

Haksızlığa karşı ses olan herkes, mutlaka adalete ulaşır. Özgecan’ın katledilişinin birinci yıl dönümünde, daha fazla kadının katledilmesine karşı bu önemli eylemi hatırlatmak istedik.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir