Dört Yanımız Sarıldı Kurtuluşa Yelken Açın! (Adana Direniyor)

PDF İzle & KaydetYazdır

dort_yanimiz_sarildiArkadaşlar, Yoldaşlar!

Ülkemizde ki bezirgan saltanatın halkımıza getirdiği zararları uzun uzun yazıyor ve tartışıyoruz. Finans-kapital ve tefeci-bezirgan ittifakının Türkiye’de ki iktidarı AKPgiller zaten halkımızı ateşler içinde cayır cayır yakıyor.

Öyle ki tarikat ve cemaat yurtlarına çocuklarımızı mecbur bırakıyor, mecbur bıraktığı gibi onları bilinçlice ihmal ediyor ve yurtları denetlemiyor.

Kısa zaman önce hepimizi derinden yaralayan ve içini kemiren üzücü bir faciayı yaşadık. Adana-Aladağ’da Süleyman tarikatına ait bir yurtta ihmaller ve denetimsizliklerin sonucunda 13 canımızı feci şekilde kaybetmiştik. Bu ihmal ve denetimsizliklerin sorumlusu kimlerdi? Elbette AKPgillerin tarikat ve camaatleri koruyup kolladığı Ortaçağcı Gericiliktir.

Bu tefeci-bezirgan sermayenin halkımıza yaşattığı ilk acı değildir. Konya’da ve bir çok tarikat yurtlarında ihmal ve denetimsizlik sonucu bir çok facia yaşanmış ve bu faciaların sonucunda geleceğimiz olan çocuklarımızı kaybettik.

Peki kâr amaçlı suç örgütü AKPgiller ne diyordu bu yaşanan felâketler karşısında? Aynen şöyle; “Kader” “Olacağı varmış olmuştur. Hepimizin başı sağ olsun hepsi şehit oldu” diyorlardı. Evet… Ne yazık ki bunlar alçak açıklamalar! Zaten sınıfsal konumu ve karakteri açısından AKPgillerden başka türlü açıklama beklememiz hata olurdu.

Onlar elbette kendi sınıflarının çıkarını kollayacak ve kendi adamlarına sahip çıkacaklardır.

O yüzden hep söylüyoruz; “İnsanlığın kurtuluşu işçi sınıfının kurtuluşundan bağımsız değildir.” diye.

Peki bu katliamlar karşısında tek sorumlu AKPgiller ve tarikatlar mıdır? Elbette hayır!

Öyle ki meclisteki dört Amerikancı sermaye partisi de bu katliamlara bu katliamın sebebi sisteme dolaylı yoldan veya açıktan destek olmaktadır.

Öyle ki mecliste ilkelerinden birisi lâiklik olan CHP’nin Soroscu ve Tesevci reisi Kemal Kılıçdaroğlu aynen şöyle demektedir;

“Biz belli bir inanç grubunun bir araya gelip cemaat kurmasına karşı değiliz. Siyasete girmemek koşuluyla.”

Evet, ne yazık ki ilkeleri arasında lâiklik olan CHP’nin reisi yaşanan bu katliamların sorumlusu ortaçağcı zümreler olan tarikat ve cemaatleri onaylıyor, palazlandırıyor. Ancak bu şaşılacak bir durum değildir.

Çünkü CHP Mustafa Kemal’in CHP’si değildir artık. Ki onu da yine Soroscu Kemal Kılıçdaroğlu “Biz 1930’ların CHP’si değiliz.” diyerek dillendirir. CHP artık işgal edilmiş kaset operasyonuyla karşı devrim cephesine çekilmiştir.

Faşist MHP zaten evveliyatında işbirlikçidir. CIA’nın ülkemizde ki tetikçisi Kontrgerilla’nın milisidir. Gençleri yeşil kuşak projesinin ürünü ülkü ocaklarında eğitilir. Bu güruhta “Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar Müslümanız.” sloganıyla din bezirganıdır. Bu ortaçağcı tarikatların partisidir.

Amerikancı burjuva Kürt hareketinin siyasi uzantısı HDP’nin yöneticileri doğunun AKP’sidir. Öylesinedir ki doğu illerimizde feodal bey-ağa ve mollaların ayağına giderler. Onlara el pençe durur akıl danışırlar. Bunlar da tefeci-bezirgan sermayenin ortağıdır.

Gördüğünüz gibi etrafımız dört bir yandan sarılmış durumdadır. Peki bu siyasî ve ekonomik işgalden kurtulmanın bir yolu yok mudur? Elbette var! Bunlar halkın, işçilerin örgütlü mücadelesinden korkarlar. Bunlarla mücadeleye inanmalı ve mücadeleyi örgütlemeliyiz. Peki bu nasıl olacak? İkinci bir kurtuluş savaşı vereceğiz, ikinci Kuva-yi Millîye pratiğini gerçekleştireceğiz. Bunu da zaten bu teoriyi ve pratiği savunan Halkın Kurtuluş Partisi‘nde örgütlenerek yapabiliriz.

Tüm halkımızı bu kokuşmuş her yeri kan, göz yaşı ve haram olan emperyalizme ve ortaçağcı gericiliğe karşı Halkın Kurtuluş Partisi saflarında örgütlü mücadeleye çağırıyorum.

ŞERİAT ORTAÇAĞDIR!

YAŞASIN LAİK, BİLİMSEL, ANA DİLDE EĞİTİM!

HALKIZ, HAKLIYIZ, KAZANACAĞIZ!

Adana Direniyor’dan Fatih

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir