Birinci yılında 17 Nisan Protestosu: Herkes gider Mersin’e, Y-CHP gider tersine (İstanbul Direniyor)

PDF İzle & KaydetYazdır

16 Nisan 2017’de AKP’nin kağıt üzerinde kazandığı referandum sonrasında onbinlerce vatandaşın sokaklara çıktığı ve YSK’nın mühürsüz zarfların geçerli olmasına dair kararını protesto ettiği 17 Nisan direnişi bir yaşında… 23 Nisan’a kadar kitlesel biçimde süren eylemler, bu tarihten sonra çeşitli saldırılara uğrayarak sindirildi ve eylemler sona erdi.

Taksim-Gezi isyanı sonrasında en geniş kitlesel eylem olan 17 Nisan protestosu, OHAL’e rağmen halkın isyan yeteneğinin göstergesi oldu. Eylemler daha da genişleyebilir, haftalarca sürebilir, hatta AKP bazı noktalarda geri adım atabilirdi. Eylemin sönüşü, anlamak isteyene çok güzel dersler vermekteydi yeniden.

1- Referandumda “Evet”in galibiyetini isteyen AKP-MHP koalisyonu değildi sadece… Bu ittifaka umut bağlamış TÜSİAD-MÜSİAD çetesi, tıpkı Erdoğan’ın itiraf ettiği gibi Finans-Kapital diktatörlüğünü sağlamlaştırmak adına bu değişiklikleri dayattı. AKP bile kendisinden şüphe duyduğunda, Y-CHP’nin yardım simiti (kitleleri sokağa yöneltmemesi ve hileyi dillendirmemesi) AKP’nin yardımına koştu. Bu yardım, 25 Nisan 2017 tablosu ile vucüt buldu.

2- Meclisteki iki AB-D’ci “sol” partinin (HDP ve Y-CHP) kitleleri sokaktan çekmesinden anlaşılmalıdır ki, bu iki partinin etkisini kırmadan ortaya çıkan isyanları başarı ile sonuçlandırmak olanaksızdır. İki parti de kitlesinde oluşan korku havasını dağıtmak bir tarafa, onun üzerinden kendi varlıklarını sağlama almayı uygun görmekte.

3- Referandum, bu süreçte “Hayır” cephesinde gibi görünen, daha sonra İYİ Parti adını alan ABD’nin yedek tekerinin yetişme alanını da açmıştır. Kontrgerilla partisi MHP’nin içindeki koltuk sorunlarından dolayı doğan İYİP’in alternatif hale gelmesi için elden gelen yapılmıştır. Ancak 17 Nisan protestolarında bu ekiplerin hiçbiri isyana katılmamıştır.

4- 17 Nisan protestolarında atılan sloganlarda Taksim-Gezi’de sık sık kullanılan sloganlar da kullanıldı. Taksim-Gezi isyanı, AKP’nin hala tir tir titrediği ve bir daha gerçekleşmesi halinde sonları olacağını bildiği bir özellikte olmayı sürdürdü ve sürdürüyor. Bu sebeple, Taksim-Gezi isyanını doğuran süreçteki gibi sık sık yapılan eylemler, basın açıklamaları ve kitleleri mücadeleye davet etme çizgisine devam etmek, gelecek isyanların başarısını sağlayacak etkenlerden biri olacaktır.

17 Nisan protestoları sonrasında geri gidiş sona erebildi mi? Hayır… Adalet yürüyüşü süreci maalesef tam da tespit ettiklerimizi yeniden doğruladı. AKP’nin gayrı meşru olan iktidarının sıkıştığı anda görmesi gereken tepkiyi yumuşatan, sadece Y-CHP özeline sarf eden bir tepki, milyonların enerjisini boşa harcamaktan başka bir işe yaramadı. Ergenekon kumpasında bile sesini çıkarmayan, seçilmiş milletvekillerini hapisten çıkarmak için kılını kıpırdatmayan Y-CHP, Amerikancı bir gazeteci eskisi için milyonların enerjisini harcayıverdi. Hem de bunun son gösterisini, AKP’nin kaçak olarak, doğaya ihanet ederek yaptığı dolgu alanındaki mitingde gerçekleştirdi. Sadece Y-CHP değil, ÖDP, HTKP ve Halkevleri gibi “güya” devrimci hareketler ve HDP’nin bazı ekipleri de bu yürüyüşte Y-CHP’nin peşine takılarak, enerji israfına katkıda bulundular.

Adalet yürüyüşü eylemi sonrasında dahi, Y-CHP referandumda açıkça ortada olan kanunsuzluğa karşı hiçbir söylemde bulunmadı. Adalet Çağrısı” metni, tıpkı “Taksim mutabakatı” metni gibi içi boş, soyut konulara dokunmaktan başka bir iş görmedi. Kitlelerin enerjisi, böyle heba edildi. Kitlelerin AKP iktidarına karşı öfkesi, onu sonlandırmaya yönelik isteği, direnci yürüyüşte ses bulsa da, bu eylem sadece Kılıçdaroğlu’nun parti içinde sorgulanan iktidarını bir dönem daha pekiştirmiş ve çatlak sesleri kesmiş oldu.

Şimdi ise Y-CHP, 81 ilde OHAL’i protesto etmeye ve YSK’nın yaptığı hırsızlığın aslının açıklanması için protestoya çağırıyor kitleleri (o da 1 saatçik oturma eylemi ile). Bu ne acele arkadaşlar, 2-3 yıl sonra eyleme geçseydiniz, biz böyle iyiydik(!) Halkla dalga geçmek budur sanıyoruz.

Dünya’nın daha kötü günleri göreceği, bölgemizde BOP’un var olduğu günlerde, OHAL’i de, AB-D’nin siyasal ve ekonomik işgalini de, AKP’nin sadece kendisini kurtarmayı düşündüğü bir iktidarı da sona erdirecek olan, örgütlü halkın iktidarı olacaktır. Parababalarının iktidarı sona ermedikçe, huzur yoktur. Bu doğrultuda, ısrarla örgütlenmeye, devrimci hattı genişletmeye devam edeceğiz.

İstanbul Direniyor’dan Özgür

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir